Dedemin adını taşıyan Durmuş Ağabeyim dünyaya ‘merhaba’ dediğinde,  genç Türkiye  Cumhuriyeti daha su gibi delikanlıymış. 25’lik Cumhuriyetten altı yıl sonra ben doğduğumda dedemin babasının adını vermişler bana da.

Cumhuriyetin 25’ni eksi 6’da olduğum için görememişim.

Ama 50. Kuruluş yıldönümünü biliyorum.

75. yılını da yaşadım.

Hem de doyasıya, doyumsuzca…

2023’de 100 yaşına basacak Cumhuriyetimizin adının önündeki “genç” unvanı kalkacak ve yerine  “asırlık” vurulup değişecek.

Bilmem o yıllara tanık olabilme şansını bulur muyum!.

Allah bilir.

Elbette çok ama çok  isterim.

Hayal etmeye çalıştığımda içim kıpır kıpır oluyor.

Yaşamak.

Hissetmek.

İçinde olmak.

Bilmek.

Ay yıldızlı bayrağımızı.

Misak-ı Milliyi.

Eşsiz Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü.

Ecevit’i.

Nazım Hikmet’i.

Neşet Ertaş’ı.

Madenciliği ve madencileri.

Zonguldak’ı.

Ereğli ve Kandilli’yi.

Ailemi.

Dost ve arkadaşlarımı.

Doğamızı.

Tabi ki merak ediyorum.

 

Kim gider kim kalır?

 

**

 

Anılar ve hayaller ilerleyen yaşlarda daha sıkça geliyor insanın aklına.

Peki neden?

Delikanlı yıllar geride kaldığından mı?

Veya yaşamın ağırlığından azıcık da olsa sıyrılmanın yorgunluğundan mı kaynaklanıyor tüm bunlar?

Sebep?

 

**

 

Ve Cumhuriyet 100 yaşında.

Ay yıldız ışıl ışıl.

Misak-ı Milli delinmemiş.

Uçaklar Eşsiz Önder Atatürk’ün gökyüzünde fotoğraflarını çizerken, ülkemin dört bir yanı demir ağlarla örülmüş hem alttan hem üstten.

Doğa doyumsuz oksijen üretirken, ağaçlar, böcekler,  çiçekler  dans ediyorlar birbirleriyle yarışırcasına.

Çevremde yüzler güleç.

Hapishaneler ‘tutuklu’ olmadığı için kapanmış, mahkemeler ve güvenlik kuvvetleri işsizlikten bıkkınlık krizine girmiş.

Üreten eller eşit.

Kadınlarımız da o baskı altında tutuldukları yılları çoktan unutmuş bile.

Apartman kalmamış şehirlerde.

Tüm evler bir veya iki katlı ağaçların arasında kaybolmuşlar bile.

Şarkılar çalınıyor dört bir yanda “hayat bayram oldu bile” diye.

Çalan çırpan kimse kalmamış, ‘hortumlara’ sözlerinin anlamını bilen de yok.

Siyaset  “bu kez sıra sende” lütuflarıyla devir ediliyor gençlere.

Okullar, hastaneler, köprüler, otobüsler ücretsiz.

Para denen metadan söz edenler ayıplanıyor bile.

Ve….

Cumhuriyet 100 yaşında.

Cumhuriyet; demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti sözünün derinliğindeki “ne ezen ne ezilen insanca hakça bir düzen” ilkeleriyle çoğaldı kimliklerde.

Tek söz de; Ne  Mutlu Türküm Diyene…

 

**

 

Allah izin verirse üç çeyreklik yaşımda ulaşacağım  2023’e.

Ya siz?

Hayal ettiğiniz mi o yılları?

Siz kaç yaşında olursunuz ki 2023’de.

Ve hayalleriniz ne?