TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in Afyon Valisi Balkanlıoğlu'nun 25 şehit için kente gelen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'e kilim hediye etmesine yönelik en sert eleştirilerden biri de  Meclis Başkanı Çiçek'ten geldi. Çiçek,  “Şu valilerimiz plaket yağcılığını bir bırakıverse. Türkiye'de yüzde yüz kapasiteyle çalışan sektör plaket sektörüdür” dedi.

İyi dedi.

Doğru dedi.

Doğruya doğru.

Cemil Çiçek’in bu değerlendirmesi yüzde yüz doğru.

Ve gerçek!

Söz doğru, olay ise çok ayıp.

Şımarıklık.

Şimdi lafı oturtmalı:

Kes bir yağlı olsun…

 

Ama şu var ki; plaket yağcılığını sadece valiler mi yapıyor?

Hayır! Yağ çekmeyi sadece valilere yüklememeli.

Bu konuda bir sıralama yapar isek, listeye girmeyen ne kişi kalır ne de kurum?

Çünkü biz abartmayı severiz.

Bu abartma da çoğunlukla yağ çekmek amacıyla yapılır.

Doğru mu?

Evet!..

 

Muhtarından belediye başkanına, bilmem ne kuruluşundan dernek yönetimlerine kadar plaket yağcılığı sınır tanımaz.

Yaptır bir plaket ve basının önünde de bunu afişe ettin mi, işi bitirdin demektir.

Kimse demez ki, “Bu plaketi hak edecek ne yaptı?” diye.

Verenin de alanın da memnun olduğu bir sektördür plaketçilik.

Sınır tanımaz.

Mekan tanımaz.

Verir!

Her şekilde plaket verme alışkanlığı öylesine yaygındır ki, çok yakın bir zamanda Türkiye’nin 75 milyon nüfusunda plaketsiz kimse kalmayacak.

Hatta siyasi partilerin seçim beyannamelerine de girerse hiç şaşırmayın.

-Şu kadar oya şu kadar plaket.

-Gel vatandaş gel plakete gel.

-Kilimlisi var, nazar boncuklusu var.

-Vazolusu var, saatlisi var.

Kömürlüsü var, makarnalısı var…

 

Gazeteci olarak bu tür haberlerle iç içe olunca insanın midesi daha çok bulanıyor.

Veriyorlar valla plaketleri.

Kişiye göre de kalitesi değişerek törenlerle reklam ediliyor.

O’na, buna, şuna plaket.

Peki ne yapmış bu zatı muhterem plaket alacak kadar?

Hiç!

En iyisi yeni bir moda yaratmalı; bir de “hiç plaketi”ni teşvik etmeli.

Şu “hiç”e bir plaket.

Ve liste tutmalı.

Hiçlere verilen plaketleri.

Liste başlarına kim oturur sizce?

Başbakanlar, boşbakanlar, bakanlar, bakmayanlar, milletin atama vekilleri, belediye başkanları, valiler, kaymakamlar, muhtarlar şunlar bunlar.

Üsttekide “üst”, altlara doğru inince de “alt” plaket.

Anlayacağınız bu işin cıvığı çıkalı oldu.

Cıvıdı ve ayağa düştü.

Bu arada hak ederek plaket alanların da emeklerine gölge düşürüldü.

İkinci bir ayıp da bu ya zaten!

 

Bir de vatandaşlardan haraç toplanarak düzenlenen festivaller var. Festival plaketçiliği ayrı bir numara.

Rezillik!

Saygısızlık.

Anlamsızlık.

Neresinden tutar ise tutsanız boş ve kof yağcılık.

Adı üstünde dedik ya:

Kes bir yağlı olsun.

Yağ damlasın her yerinden.

Cıvısın.

Cıvıdıkça da, yağları sürsünler biryerlerine…

Nereye mi?