Babamın oğlu değil.
Öyle pek samimiyetim de yok,!
Merhaba merhaba o kadar!
Rant mant işi bizi O’nu da hiç ilgilendirmez.
Yani bizden fatura fişte gibi şeyler de gönderilmez!
Sadece duyduklarım var.
Genel bilgilerin dışında kaynağım da, yeğenim. Aynı sektörde iş yapan ticaret erbapları olarak ikili ilişkileri ve ticaret terbiyesi ile “iyi biri” diye duydum hep.
Oğlu da babasının izindeymiş.
Düsturları; çalışmak, çalışmak, çalışmak.
Ne demiş Mahatma Gandhi:
'Sanki yarın ölecekmiş gibi yaşa. Sanki sonsuza dek yaşayacakmış gibi öğren.'
İşte öyle biri!
*
Kemer’de (Kırmacı) oturmaktayım.
Her gün eğitim vadisinin önünden gelip giderim işime.
O binaları görünce içim bir hoş olur.
Fen Lisesi, Turizm Otelcilik Lisesi, İlk ve ortaokul, ana okulu ve Bilim Sanat Merkezi.
Tüm bu heyecanın ortasında da müze olmak için bekleyen eski DDY binası.
Kemer tarafında bir de gençlik merkezi.
Tek eksik, merhum İbrahim İzmirlioğlu’nun yapımını üstlendiği ve bir türlü siyasetin yapmayı beceremediği spor lisesi. İzmirlioğlu’nun ailesi “para bizde hazır” dese de, ilgi kapsamına bir türlü giremedi ya!
Böylesine geniş bir alanın ortasında da büyük bir arazi var bomboş duruyor. O arazi neden su sporları ve yüzme havuzu için değerlendirilmez ki?
Ha, o arazi bir ara “BUTİK HASTANE” diye ilan edilmişti değil mi?
Ne oldu sahi o BUTİK?
*
Sözü nereye getireceğim biliyor musunuz?
Eğitim Vadisinde yapımı devam eden ve her gün daha da güzelleşerek “ben bilim adamı ve sanatçı yetiştireceğim” enerjisini yayan Bilsem’i yaptıran Hayrettin Yavuz’a.
Hayatı çalışmak ile geçen ve yaşadığı Kdz. Ereğli’ye ortağı Akın Tatoğlu gibi kalıcı bir eser bırakan Hayrettin Yavuz’u alkışlıyorum.
İşte bu!
Eğitim ve sağlığa yapılan hizmetten daha büyük ne olabilir?
Budur!
Budur; insana insanlığa verilen değer.
Budur, geleceğe bırakılacak en onurlu miras.
Teşekkürler Hayrettin Yavuz.
Bir Ereğlili olarak en içten duygularımla “sağolasın” diyorum.