Yarım yüzyılı aşkın yaşamımda hep özel bir heyecan olarak yer almıştır bayramlar.

Günler öncesinden başlardı mutluluğun izdüşümü.

Kıyafetler hazırlanırdı büyükler tarafından.

Kolalı gömlekler.

Mendiller.

Ütülü pantolonlar.

Pırıl pırıl ayakkabılar.

Öpülecek eller beyinde yer alırdı listeler halinde.

Anneler babalar.

Babaanneler, anneanneler (eyceler).

Dedeler.

Komşular.

Arkadaşların aileleri.

 

Bayram deyince sevinç basardı yürekleri.

Şekerler lokumlar sonra gelirdi.

Harçlıklar da.

Bayram geliyordu çünkü.

O’nun adı bayram ise mutlu olmak vardı içinde.

Sevgiyle açılan kollar.

Sarılmalar.

Öpüşmeler.

Her yerde böyle.

Doğu da, batı da, güney de, kuzeyde.

Yurdun dört bir yanında bayramlar böyle kutlanırdı.

Akide şekeri tadında.

Lokumlu.

 

Ya şimdi?

Bayrama gidenler taş taşıyor.

Sopa ile gidiyor.

Poşusu var.

Atkısı var.

En önemlisi yüreklerinde kin ve nefret saklı.

Şiddet ise bilinç altında yüklü.

Ama bayrama gidiyorlar.

Vurmaya.

Kırmaya.

Dökmeye.

Dağıtmaya.

Bayramı da zehirleyip böyle kutluyorlar.

 

Taş atıyorlar polislere.

Oysa o polisin de anası var, bacısı var, karısı var, çocukları var.

Ekmek parası uğruna giymiş üniformayı.

Karda çamurda görevde.

Dağda bayırda da görevde.

Bayramda da taş başında.

Ölüm kokusu sis olup çöküyor üzerlerine.

 

Bayrama (!) gidenler atıyor elindekileri.

Sloganları ise bölücülük üzerine.

Eşkiyaların başının portresi de ellerinde.

Meydan okuyorlar bayramda.

Acı bayramında.

Korku bayramında.

 

Bayram değil bu.

Bu terör.

İhanet.

Başkaldırı.

Misak-ı milliyi yok sayma.

Bölünmeye giden yol.

Bunun adı başka bir şey.

 

Ekranlar kan gölü.

Kan akıyor bedenlerden.

Şiddetin izi korkutuyor aileleri.

Anne terliğini kapıp arıyor çocuğunu isyanın göbeğindeki adı bayram olan eylemde.

Kovalıyor topluma meydan okuyarak.

Ama eylemin taşeronlarında yüzler poşulu.

Ellerde de taş.

Molotof kokteyli ekstraları.

Bu mu bayram?

Bu mu sevgi?

Bu mu kardeşlik?

Bu mu dostluk?

Bu mu komşuluk?

Bu mu bizim geleneklerimiz?

 

Hayır hayır!..

Nevruz Bayramını bile kirli amaçlarına alet eden ırkçı kafalara dur demeli.

Fırsat vermemeli.

Bayramlarımızı ellerinde kan gölüne döndürmemeli.

Memleketimin insanları arasına nifak tohumları ekmelerine de fırsat vermemeli.

Sağduyu ile kazanmayı bilerek, bayramlarımızı yeniden sevgi tomurcuklarıyla beslemeli.

 

“Ah nerede o eski bayramlar” dedirttirmemeli