Geçtiğimiz hafta sonu Kandilli’de hamsi-helva muhabbetinin yapılacağını Noyan Keskin bildirdi bana.

Noyan, Ereğlililer Derneği Başkanı.

Sezai Keskin’in oğlu.

TTK’da uzun yıllar üst düzey yöneticilik yaptıktan sonra Ankara’ya giden ve TKİ’den de emekli olan Balı Köylü (şimdi mahalle) Sezai Keskin’in oğlu Noyan Keskin “Abi dernek olarak Kandilli’de önce hamsi-helva ve ardından da çay muhabbetimiz var. Seni de aramızda görmek istiyoruz” dedi.

Davetli olmadığım hiçbir yere gitmem.

Davet ettiler ve dostlarım ile bir arada olmak için gittim hamsili helvalı muhabbet sofrasına.

İyi de oldu hani.

Açık havada ve ayakta hamsi helva yedik.

Yani, helvayı yediğimiz için hamsi sitem edemedi ardımızdan.

Hamsinin canının keyfini üzerine yediğimiz  helva ile çıkardık.

Yanında da soğan hani…

 

Ilık bir Pazar günü Kandilli’nin bol oksijenli misafirhanesindeki bu sofra tam bir doping oldu.

Özellikle de Kandillili dostlarım ile bir arada olmak beni bir kez daha diriltti.

Pazar pikniği muhabbeti elbette vesile oldu bir arada olmanın gerekliliğine.

Gündem istişare üzerine kurulmuş.

Kdz. Ereğli’deki sivil toplum örgütlerini bir araya getirerek bölgenin sorunlarında işbirliği yapmanın akılcılığı öne çıkarıldı.

Doğruya doğru.

Bundan başka doğru yok ki.

Kdz. Ereğli’de yıllardır her geçen gün artan ve diyalog denen unsurun yerlerde süründürüldüğü bir ortamda, elbetteki sorunlar raflarda tozlanır.

Bakar mısınız Kdz. Ereğli’nin suyunu çaldılar kimsenin gıkı çıkmadı.

Lokomotifi kestiler susuldu.

Raylar söküldü seyredildi.

Şimdi o demiryolunu karayolu yapmak gibi bir cehalet öne çıkarılırken bile duymadım, görmedim, konuşmayacağım ısrarı yapılıyor.

Konu ve olaylar o kadar çok ki.

Abi yok abi…

 

Kdz. Ereğlililer Derneği “ağabeyliğe” soyunmuş bir anlamda.

İyi de yapmış.

Pazar günü yapılan toplantıda (siyasetçi olmadığından olsa gerek parazit bir ortam yoktu.

Ne güzel.

Konuşabildi insanlar.

Düşüncelerini dile getirdiler.

Hatta daha büyük toplantılara öncülük yapılmasını bile önerdiler.

Mütevazi bir ortamda “ben” demeyen kimlik öne çıkınca, Ereğli’yi düşündü umut rüzgarı yakalamaya tutkun beyinler.

 

Hey gidi Ereğli hey!

Yıllar nereden nereye sürükledi bu koskoca emek kentini.

Konuşma kültürü zenginleşeceğine “benden olmayanı yok et” mantığı içinde kitleler birbirine düşürüldü.

Türkiye’nin en önde gelen beyinleri bu ilçeye gelip “pilot bölge olmalı Kdz. Ereğli. Hatta il olmayı çoktan hak etmiş” diye 20 sene öncesinden konuşurken, bugün iletişim denen en önemli hareketi kötülerin egemenliğinde yok edildi.

Üreten ve kaynaklarını doğru kullanan bir Ereğli’nin bugün içinde bulunduğu durumu o kadar içler acısı ki…

 

Ereğlililer Derneği’nin öncülüğünü isteyenler oldu birlikte hareketi sağlamak için.

Bu isteği dile getirirken de “adı Ereğli olan bir çok dernek var ve yenileri kuruluyor. Buna da bir son verilip tek dernek olsun” da dendi.

Dernekleşmenin “yandaş oluşumu” çizgisine kaydırıldığını açıkladı bazı dostlar.

İlginç…

 

Konuşabilmek çok güzel.

Kandilli’de bu ortamı sağlayan Ereğlililer Derneği’ne ve katılımcılarına da aslanlar gibi teşekkürler.