Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş, bürokrasinin kendilerini engellediğini öne sürdüğü basın toplantısında, Milli Emlaktan istedikleri tahsisleri alamamaya isyan etmiş.
Bektaş, Zonguldakın bir sürgün şehri olduğunu ve bu ile atanan bürokratların da kamu yararına çalışmadığını öne sürdüğü açıklamasında, Tek amacım vardı bu şehrin kaderini değiştirmekti. Bazı şeylerin yapılabileceğini ve istedikten sonra yapılabileceğini ummaktı. Yaşadığım memlekete
hizmet olsun bundan sonra da hiçbir siyasi hırsım olmamıştı. Bundan sonra da olmayacaktır. Bu doğrularda hizmet etmeye çalıştım. Hiç ağlamadım. Tek derdim bürokrasiydi. Çoğu buraya sürgün istemeye istemeye gelen insanlardı. Kanunları ve tüzükleri genelgeleri halkın menfaatine değil de kamunun aleyhine nasıl kullanabiliriz düşüncesi ile hareket ettiler" ifadeleriyle derdini anlatıyor.
Belediye Başkanı Bektaş, son söz olarak da başlattığı sahil projesini durdurduğunu belirtirken, Kanunlar şehrin lehine kamu yararına uygulansın istedik. Geldiğimiz günden beri bu güne kadar hurdacıya odun kömür depocusuna, gazoz depocusuna rahatlıkla kiralayan Milli Emlak, 28 aydan beri hâla sahildeki yeri bana kiralamadı. İnsanların artık sağa sola gitmesine gerek kalmadan burada insanca yaşamasını sağlayacaktık. 28 ay oldu. Yazım içeride, Ankara'yı arıyorum. Daire Başkanı izinde olduğunu söyleyip 20 gün sonra bakacaklarını söylediler. Kozlu Belediyesi sahil projesinden vazgeçmiştir. Sahildeki yerleri kömür depocusuna rahatlıkla kiralayabilir siteminde bulunuyor.
Ali Bektaş, ilk belediye başkanlığını CHPden seçilerek yaptı. Sonrasında seçimi yitirdi ve CHPli Milletvekili Harun Akının danışmanı oldu. Ardından, Mustafa Sarıgülün kuracağı partide Harun Akın ile birlikte Zonguldakın başrol oyuncuları olduktan sonra, istifa edeceği biline biline DSPden belediye başkanlığına aday yapıldı. Seçildi ve ardından DSPye veda edip Sarıgül hareketinin lokomotifi oldu. CHPde Kemal Kılıçdaroğlu genel başkan olunca da, Sarıgülün balonu sönünce, iktidar partisi AKPye geçti.
Bektaşın bir ölçüde iktidara yaslanarak Kozluya hizmet etme heyecanı içinde olduğunu kabul edebiliriz.
Ancak
Bektaşın şikayet ettiği konular direkt olarak AKPyi ilgilendiriyor.
İktidar partisinin belediye başkanı olarak Ali Bektaş bundan yakınıyor ise, vay diğer iktidar partisine mensup belediyelerin haline.
Ne diyor Ali Bektaş?
Belediyeye tahsis edilmeyen yerler, hurdacıya, kömür depocusuna, gazoz depocusuna kiralanıyor.
Bu sözlerin altını birkaç kez çizmeli.
Ve bu sözün ardından dile getirdiği bir söz daha var:
Tüm şehirler gelişip Avrupa standartlarını yakalamaya çalışırken biz niye geride kalıyoruz. Biz bu kadar kötü bir il miyiz? 66 vilayet varken hepsine ekmek veren bu şehir niye geride kaldı. El elin eşeğini türkü çağırarak ararmış. Dışarıdan buraya gelen bürokrata iş yaptıramazsınız. Ama burada yetişen bürokrat sorunların nasıl çözüleceğini düşünmesi lazım gelir. Kendi bürokratlarımızın yetişip sorunları çözmek için risk alması gerekiyor. Belediye binası yapıyoruz kamu binası olarak kabul etmiyorlar. Oturmuşlar koltuklarına, atamışlar onları oraya. Sıfır makam arabalarına biniyorlar, hiç risk almadan şehir gelişmiyor. Devletin memuruyum diyen adam sadece kendini vergi toplamak veya TTK'yı 500 bin TL zarar ettirmek için durmaz.
Yargının belediye binalarının kamu binası olduğunu kabul etmediğini de öne süren Ali Bektaş, iktidar partisinin belediye başkanı olarak yangınları oynuyor.
Söylediklerine katılır veya katılmazsınız bu çok önemli değil.
Önemli olan iktidar partisinin belediye başkanı olarak bunları söylemesidir.
Burada çarpık olan durum budur.
O zaman bir gerçek var.
Ali Bektaşı AKPnin içine sindiremediğidir.
Yani, Ali Bektaş kağıt üstünde iktidara mensup bir belediye başkanıdır.
Yoksa!
Milli Emlaktaki bürokratların bu işi engellemeye gücü yoktur.
Olamaz da!
Ali Bektaş, söylediklerinin muhatabının kim olduğunu iyi bilir.
Benim düşünceme göre, Ali Bektaş parti yönetimine mesaj yollamıştır.
Bakalım bu mesaj nasıl yanıt bulacak?
Güle güle derler ise de hiç şaşırmayın