Gururundan yardım talebinde bulunamıyor ki!
O yardım da istemiyor.
Tek isteği var tek!
Üç ayrı konuyu sizlerin dikkatinize sunarak paylaşıyorum.
*
HABER:
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu cami ve mescitlerde tabure ve sandalyede ima usulüyle namaz kılanlara yeni düzenleme getirince cemaat mensupları, bu sefer de taburelerini ve katlanabilir sandalyelerini yanlarına alarak cemaatle birlikte saf tutmaya başladı.
YORUM:
Kardeşim adam gelmiş camiye ibadeti için. Namazı da tabureli/taburesiz diye iki bölmenin ne anlamı var şimdi.
Allah ile kul arasına niye girersiniz ki?
Bırakın insanlar inancının gereğini yerine getirsin.
Kime ne?
Siz, camileri de bu şekilde çekim alanından çıkarmak için mi çalışıyorsunuz yoksa?
Hayret!
*
KEFKEN-KÖRFEZ
Kanal İstanbul konusunda ortalık yıkılıyor.
Olsun mu, olmasın mı?
Möntre anlaşması mı?
Rant mı?
Borçları ödemem/ödetirim mi?
ÇED askıya mı çıktı?
Sinan Aygün’ün ranta dayalı gündem yaratma dayatmalarının arasında en çok konuşulan tek konu bu.
Oysa çözüm çok basit.
Koskocaman Anadolu’yu Trakya’ya taşımaktan vazgeçip, Karadeniz’in Kefken’i ile Marmara’nın Körfez’inin arasında açın kanalı, hem maliyeti düşük olsun hem de Anadolu kalkınsın.
Bir anda “oldu da bitti maşallah” demek var iken, bu çekişme niye?
*
GURUR
Vatandaş işsiz ve eş ve çocuklarının dışında kayınvalidesi ve kayınbiraderine bakıyor.
Kayınvalide yaşlı ve bezleniyor.
Kayınbirader engelli ve bezleniyor.
Çocuğu var o da bezleniyor.
Diyor ki, “iş arıyorum.”
İş yok!
Ne olacak peki?
“Haber yapalım, duyarlı insanlar en azından bezlenen üç kişinin ihtiyacını karşılar” dye.
“Hayır!” diyor.
Yakınlarına aynı teklifi götürüyorum.
Aldığım yanıt hep hayır!
Peki ne olacak böyle?
“Biz haber yaptıramayız!” dan öteye yol yok.
İş de yok!
*Erdemir’de taşeronda çalışırken işten atılan Ereğli’nin köylerinden birinin dramı bu. Tanıdığım ve bildiğim insanlar da bu kadar zor durumda ve çaresiz ise…