Ömürden koca bir yılı daha geride bırakıyoruz. Yaşlanmaya çoktan boş verdik de içinde keyifle soluklanamadığımız coğrafyada yaşam sürmekten yana dertliyiz. İnsanın insana kulluk ettiği, kadınların katledildiği, çocukların cinsel tacize uğradığı, ırkçılığın kol gezdiği, savaş naralarının hiç dinmediği, medyası, yalanlar üzerine kurulmuş bir coğrafyadır sözünü ettiğim. Toplumda benmerkezcilik almış başını yürüyorsa, sevginin, paylaşmanın, dayanışmanın, hoşgörünün esamisi okunmuyorsa gelecek yıldan, gelecek yıllardan medet ummak niye?
Ardımda bıraktığım yıllara dönüp belleğime üşüşen izleri kovalıyorum. Bir korku ikliminde yaşanmış ölümler, mahpusluklar, akıp giden bitmek bilmeyen acılar. Devlet baskısından edilgin kılınmış yurttaşlar, yoksulluktan, işsizlikten, ailesini besleyemediği için utançtan kendi canlarına kıyan insanlar. Kentlerde, kasabalarda insanların güvenliği yok, dini öğrenim sonucu yetişen nesillerin geleceği yok. Üniversitelerin bilimselliği yok, gazeteciliğin adı yok, iktidara kulluk edenlerin ise nimeti bol…
İşte böyle sevgili okur, yıllar gelip geçer ama ülkede bozuk düzen değişmez. Orhan Veli’nin Bedava şiiri düştü aklıma, bakın bu şiir için Araştırmacı Yazar Asım Bezirci ne demiş: “Bedava”, liberalist ekonomi ile formalist demokrasi arasındaki uyumsuzluğu sergiliyor. Maddi temele ve toplumsal adalete dayanmayan biçimsel bir özgürlük anlayışının yetersizliğini yergisel bir deyişle gösteriyor. Hem de söyleve kaçmadan, düzyazıya düşmeden, şiiri yitirmeden, başarıyla”
2 Temmuz’da Sivas Katliamı’nda yitirdiğimiz Asım Bezirci’yi bu vesileyle saygıyla anarken Orhan Veli’nin Bedava şiirini de birlikte okuyalım.
Bedava yaşıyoruz, bedava;
Hava bedava, bulut bedava;
Reklam
Dere tepe bedava;
Yağmur çamur bedava;
Otomobillerin dışı,
Sinamaların kapısı,
Camekânlar bedava;
Peynir ekmek değil ama
Acı su bedava;
Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava;
Bedava yaşıyoruz, bedava.