Çeşit çeşit enayilik vardır.

İlkesel enayilik ise bu enayiliklerin en başında gelir.

Kanuncudur bu enayiler.

İdealistlik kuramıyla zenginleştirdikleri kimlikleriyle hep öne çıkarlar.

Örneğin devletten çok korkarlar.

Aman ha devlette asla işleri olmasın.

Vergilerini zamanında ve tıkır tıkır öderler.

Trafik kullarına uyarlar.

Nefes alışları bile öylesine düzenledir ki, devlet “daha az nefes çek!” dese bile, “niye?” diye sormazlar.

Emir emirdir.

Emir demiri keser çünkü.

Hatta çeliği bile.

 

Şimdi gündemde af var.

Adı üstünde af.

Bağışlamak.

Devlet vergilerini ödeyemeyenlerden daha çok ödemeyenleri af ediyor.

Oh ne güzel.

Bastır bastır parayı sabahlar olmasın diye  Leylalara ve sonra da vergi aflarından yararlan.

Bu mu devlet bu mu adelet?

Hoptirinom.

Vergisini ve diğer ödentilerini gününde ödeyenler ise enayi mi şimdi?

Kazandığını veya kazanmadığının karşılığında ödemelerini  gününde tıkır tıkır ödeyenlere kol saati!..

 

Bu nasıl iş?

Devlete ödentilerini düzenli bir şekilde yerine getirenlerin hakkını kim savunacak şimdi?

Hiç kimse!

Devlet öteden bu yana idealist vatandaşları sömürüyor çünkü.

Dedik ya, enayilik diye.

Aynen de öyle.

 

Enayilik sadece düzenli ödemelerle de sınırlı değil.

Kayıt dışılık salgın gibi yayılıyor.

Mevcut yasalar ile de olsa kayıt dışı ile mücadele etmesi gereken kamu görevlileri, kayıt dışındakileri değil kayıt altındakileri inletiyor.

Kayıt dışının ciğerinin bile kaç okka çektiğini bilenler, sadece vergi konusunda değil sosyal güvenlik kapsamında da işlerini savsaklıyor.

Bu ihmalciler arasında kimler yok ki.

Tepeden tırnağa ihmal ve göz yummak alışkanlığı var.

Dokunmayın kayıt dışına, vur ensesine kayıt içindekinin.

Vergilerde öyle.

SSK’larda öyle.

Faturalarda öyle.

Normalde öyle.

Anormalde zaten öyle.

 

Devlet şimdi borcunu ödemeyenleri af ediyor.

Devlete borçsuz olanlar da buruk.

Kırık.

Bir kez daha enayi olmanın dayanılmaz hafifliğinde çırpınıyorlar.

Ama seslerini duyan yok.

Hırsızlar bağırıp af alıyorken, namuslu vatandaşların gırtlağına çökülüyor.

Dün olduğu gibi.

Bugün de!..