10 Kasım bizim için acı bir gün. Evet çok acı da, aynı zamanda o acıyı yaşadığımız Eşsiz Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve O’nun ilke ve devrimlerini bir kez daha hatırlama ve anlama günü.

2021’in soğuk bir kasım gününde yine andık/anıyoruz Atamızı.

Bir Türk yurttaşı olarak gurur duyuyorum böyle bir liderin kurduğu Cumhuriyette yaşadığımız için.

İyi ki, kurtarmış.

İyi ki cumhuriyet ilan etmiş.

İyi ki yarım kalsa da hedefindeki çağdaş uygarlık seviyesine koşma ülküsüyle devrimlerinin büyük çoğunluğunu gerçekleştirebilmiş.

O’nun bize kazandırdığı özgürlüğü kullanarak, Türkiye’mizin geleceğin aydınlık günlerinden koparmak ve ortaçağ karanlığına sürükleyerek, yurttaşları yeniden kul görebilmek arzusundan hiç vazgeçmeyenler bir kez daha Eşsiz Önderimizin büyüklüğünü ve asla ölmeyecek olduğunu yine gördüler.

O öyle bir lider ki, üzerinden onlarca yıl geçmesine rağmen, yüreklerde hep taptaze ve hep diri olarak yaşıyor/yaşayacak.

Ve O’nu yok sayma hastalığından vazgeçmeyenler de öldüklerinden çok değil üç beş sene sonra unutulup gidildiği gibi mezarlarında da ot bitecek.

Yaşasın Türkiye, Yaşasın Cumhuriyet, Yaşasın Atatürk’ün ilke ve devrimleri.

*

Diyelim ki,

Biz öldük, siz kaldınız.

Diyelim ki,

Kurudu ormanlar, nehirler, yuvalarında kuşlar.

Diyelim ki,

Ateş olup küller üfürdünüz memlekete.

Baktınız,

Kalmamış yakacak tek bir ağaç,

Sönmeyen ocak,

Akacak tek damla gözyaşı.

Sonra..?

Geçip ortasına ölümün düğün mü kuracaksınız..?

Diyelim ki kurdunuz,

Külden ağaçlar,

Uçmayan kuşlar,

Ağıtlar,

Bu ziftli yaslar sarmışken toprağı

mutlu mu olacaksınız..?

Bize nasip bunca kalp ağrısından

size tatlı huzurlar kalır mı dersiniz..?

YAZIK..!!!

Davaya ibadet diye diye, toprağına ihanet edensiniz.

Lakin unutmaz toprak..!!!

Bakın göreceksiniz..

Yakan,

Yıkan,

Bozan,

Ölüm saçan ellerinizden ayırmayın gözünüzü.

Onlar boğacak sizi.

Yavaş ve acı içinde kesilecek nefesiniz,

henüz gelmeden eceliniz.....

Yaktığınız can kadar yanacaksınız…

-Nazım Hikmet