Atatürk:

35 yaşında general

40 yaşında başkomutan

42 yaşında cumhuriyeti ilan eden

44 yaşında şapka ve kıyafet devrimi yapan

46 yaşında Nutuk’u yazan

48 yaşında Türk Alfabesini yürürlüğe koyan ÖNDERDİR…

 

Eşsiz Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 35 ile 48 yaşları arasında başardıkları alt alt sıraladığında böyle liste çıkıyor karşımıza.

Ah gençlik ah!

Gençliğin hali başka.

Devrimci ve atak bir ruh.

İdealist.

Daha güçlü.

Cesaretli.

Zeki.

 

Yeni seçim kanunu çalışmaları gündeme geldiğinde, vatandaş olarak önerimi şöyle bildireceğim:

-Yaşı 65’e geleni bu devlet re’sen emekli ediyor.  Bu yaştaki biri noterde bir işlem yapmaya kalksa veya bir tapu dairesinde küçük bir ev satmaya kalksa “akıl sağlığının yerinde olduğuna” dair doktor raporu isteniyor. Ama siyasette yaş sınırı yok. Yeni Siyasi Partiler Kanunu’na bir madde eklenmesini ve muhtar, belediye ve il genel meclis üyesi, belediye başkanı, milletvekili, bakan, başbakan, meclis başkanı ve cumhurbaşkanı olabilmek için de 65 yaşını geçmeme şartı konulsun.

-Siyasi partiler;  belediye ve il genel meclis üyeleri, belediye başkanları ve milletvekilleri  ön seçim ile belirlesin.

Diğer önerim:

-Bu görevlere aday olacak kişiler, talip olacakları görev için sınavdan geçirilsin ve 90 puan alamayanların aday olabilme hakları bulunmasın. (Sınavı ÖSS üstlenip gerçekleştirebilir.)

Bu önerilere sanıyorum ki sizler de katılıp destek verirsiniz.

Ayrıca bir de genel bir etik kriter koyalım mı  bu önerilere.

-Kamu görevi üstlenecek olanların (gazeteciler dahil) akıl sağlıklarının yerinde olup olmadıkları doktor raporu ile tespit edilsin. Sağlık raporları her yıl da belirlenecek sayıdaki seansları tamamlayarak yenilensin.

 

Ülkemizde demokrasinin güdük olmasının birinci sebebi, adayların “atama” ile belirlenmesinden kaynaklanmaktadır.

İkincisi, çapsız siyasetçilerin aday olabilme şansını bulmasıdır.

Üçüncüsü de, 65 yaşını geçmiş ve ihtiyarlık kaprisi içinde toplumu yönetme alışkanlığını bırakmayanlardır.

Dördüncüsü de, akıl sağlığını yitirenlerin etkin ve önemli görevlerde bulunmasıdır.

 

Ülke demokratik teammüllerin ödünsüz ve koşulsuz uygulamalarıyla demokrasi ile tanışır.

Ülke gençlerin ve özellikle de kadınların ellerinde büyür.

Ülke aklı sağlıklı yöneticiler ile gelişir.

 

O kadar açık ve nettir bu gerçek.

Bu nedenle siyaset dinazorlarının elinde tutsağız ya