Zonguldak’ın Kurtuluş Günü’nde Ereğlili Kömür Kaşifi Uzun Mehmet’i niye andıklarını hiç anlamış değilim.
Her yıl 8 Kasım’da Uzun Mehmet’in doğum yeri olan Kestaneci’de “anma ve anlama” etkinlikleri zaten yapılıyor.
Bir isim yılda iki kez anılmaz ki.
Bu konuya ilçe kaymakamlığı, belediyenin itirazı ile valiliğin bir çeki düzen vermesi gerektiğini yıllardır yazıp söyleyen ve hatta bazı demokratik kitle örgütlerinin de bu konuda resmi başvuru yapabileceğini de hatırlatmış olsak da, her konuda olduğu gibi “adam sendeciliği” aşamıyoruz ki.
Deve miyiz biz ki, “neremiz doğru” diye sitem etmeyi sürdüreceğiz?
Bir ara sakal da bıraktım oysa.
Maden sendikasının Zonguldak’ta düzenlediği “Taşkömürü ve demir Çelik” konulu panele Uzun Mehmet’in doğduğu köyün (şimdi mahalle) Muhtarı Ahmet Özer ile birlikte gittik.
Sendikanın bildik ve hiç değişmeyen ve daha ötesi bir seçenek ortaya koyamayan açıklamalarının tekrarını yaptı Genel Başkanları Ahmet Demirci.
Diğer İki konuşmacıdan Sencer İmer’in açıklamaları tarihi hatırlattı bana.
Çünkü, Sencer Bey “Özerk” dedi.
Devletin kontrolünde ama zarar etmeyin dedi.
Yani, 18 yıl önce Prof. Dr. Mümtaz Soysal’ın TBMM’ye verdiği Türkiye Taşkömürü Kurumu ‘nun (TTK) zarardan da kurtarılıp kendi ayakları üzerinde durabilecek yapısal değişikliğin de gerçekleştirileceği TTK A.Ş’nin kurulmasındaki maddeleri hatırlattı.
Bunu söylerken, taşkömürünün koklaşabilir özelliğine sık sık vurgu yaparken o kanun maddeleri arasındaki “TTK A.Ş demir çelik fabrikası da kurabilir” ifadesini hatırladım yeniden.
Türkiye’nin kömür ithalat ve ihracat yetkisine de sahip olabilecek TTK A.Ş değil Zonguldak’ı Türkiye’yi de uçurur da…
Vermezler ki bu yetkiyi.
Vermezler ve sonra da “zarar ediyor” diye kapatmaya veya özelleştirmeye çalışırlar.
Bu nedenle ısrarla Zonguldak’ın hükümetin bu baskıcı politikalarına karşı seçenek üretmesini ve “çözüm var!” demesi gerektiğinin altını çiziyorum.
Diğer konuşmacı Prof. Dr. Nuri Ali Akçin konuşmasının satır aralarına döşediği, işçinin hakkını veriyor ise özelleşmeden çekinilmemeli ve termik santraller kurulmalı sözleriyle kafa karıştırıp durdu. Eski solcu olduğunu vurgulayan Sayın Akçin’in “Hema ile bağlantısı mı var?” diye düşünmeden edemedim açıkçası.
**
Zonguldak Belediyesi’nin yaptığını duydunuz mu?
Ne mi yapmış?
Şu:
Zonguldak’ın Kurtuluş Günü ve taşkömürünü bulan Uzun Mehmet’i anma gününde sergi açmış.
Ne güzel mi?
Değil !
Gönderdikleri fotolara bir baktım ki şok!
Evet evet şok!
Belediyenin kendi gönderdiği iletideki fotoğrafları kare kare iceledim.
“Saçmalık” sözü az gelir.
Belediye başkanının Zonguldak’ın Kurtuluş Günü ve Uzun Mehmet’i Anma Günü’nde açtığı sergide kurtuluş günüyle ilgili birşey yok.
Uzun Mehmet ve madenciler de yok.
Peki ne var?
Resim, ebru, hat, minyatür, tezhip, nakış ve cezaevi mahkûmlarının el sanatları.
Abi birisi dürtsün de hayal gördüğümü söylesin.
Yok yok !
Hayal de değil.
Şok şok!
“Nokta” demekten başka ne denir ki?