CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın istifa etmek zorunda kalmasını Türkiye’nin bir şansı olarak görenlerdenim.

Baykal’ın, politik vizyonunun CHP’yi taşımaya yetmeyeceğini en sert biçimde dillendirenler de hep yine CHP’liler olmasına rağmen, “Baykalcı” noktadan Türk siyasetine ve demokrasiye bakanlar bu gerçeği bir türlü anlamak istemedi.

Baykal CHP’nin iktidar olmasının önündeki en büyük engeldi.

Şimdi o engel ortadan kalktı.

Bu da sadece CHP’nin değil, Türkiye’nin son yıllarda yakaladığı en büyük şanstır.

Umarız CHP’liler bu fırsatı bu kez iyi kullanır.

 

Baykal’ın siyasete yeniden dönmesini isteyenler de var.

Bindirilmiş kıtalar ile yollara dökülüyorlar.

Ve bu harekete de “gençlik” adını veriyorlar.

Önümde bir fotoğraf ve üzerinde “Bornovalı gençler” yazıyor.

İnternetten fotoğrafı indirip büyüttüm ve inceledim.

Bir tane genç yok fotoğrafta.

Ama pankartta “Biz senin için geldik, sen de bizim için dön” ifadesinin altında “Bornavalı gençler” yazılı.

Pankarttın altındakileri de saydım.

Sadece 28 kişi.

Ve aralarında genç yok.

Hepsi orta yaşlı veya yaşlı.

Ama pankartta “Bornovalı gençler” yazıyor.

Ne tuhaf.

Bir dönemlerin “İşçi, köylü, kadın ve gençlik CHP’de birleştik” sloganının altında ne kadar sular geçip gitmiş.

Yaşlıların egemenliğindeki siyasette, ihtiyarlar “gençler” pankartının altında nostalji yapar olmuş.

Bu fotoğraf bile CHP’nin ne kadar gençlerden, kadınlardan, işçiden, köylüden, memurdan, esnaftan koptuğunu ortaya koyuyor.

 

Baykal’ın CHP’ye dönüşü demek, bu partinin barajın altına çakılması demek.

Umarız geçmişte yapıldığı gibi “Altan abi” formülü ile aynı delegeyle yeniden Baykal’ı partinin başına getirmezler.

Bu kez aynı numara tutmasın.

Ve Türkiye’nin çok ihtiyacı olan CHP iktidar olsun.

 

Kemal Kılıçdaroğlu adaylığını açıkladı işte.

Yeni bir yüz ve heyecan.

Daha şimdiden yüzde 4 oranında CHP’nin oy artışı olmuş.

Kılıçdaroğlu’nun adaylığı mevcutların içinde “en iyisi” olarak tutar.

Hele ki, genel başkan  seçildikten sonra “Partinin tüm adayları ön seçimle belirlenecek” diye bir garanti verirse, CHP’nin önünde kimse duramaz.

Yaşanacak heyecan, bir türlü iktidar yürüyüşüne giremediği için enerjisini birbirini yemekle geçiren sosyal demokratları da uyandırır ve kırgın ve küskünlerin “baba ocağına” dönüşü bir başlar ki, “akın var güneşe akın” sloganları yeri göğü inletir.

 

Türk halkı umut arıyor.

Ve ışık!..

İktidar olmayı kafasına koymuş ve ülkeyi nasıl yöneteceğini de somut projelerle inandırarak anlatan bir CHP’nin son yıllardaki uyumsuz tavrı bile unutulur.

CHP’ye ön seçimle partililerden vekalet alan ve salı günlerinin grup toplantılarında da şovmenlik yapmayan milletvekilleri gerekiyor.

Devletteki emeklilik yaşı olan 65 bile uygulasalar CHP öyle gençleşir ki, bu güç tüm engelleri devirir geçer.

 

Şimdi umut kılıçta.

Kılıçdaroğlu’nun kılıcı ile değişim ve gelişimi yerleştirecek CHP,

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kemiklerini sızlatmaktan kurtarılmasının yolu da, işte bu yeni yapılanmadan geçiyor.

Demokrasi için demokratik teamülleri yeniden siyasete yerleştirmekten geçiyor bunun yolu da.

Büyük beklentiler umarız ki cüce doğurmaz