Prof. Dr. Mümtaz Soysal’ın Genel Başkanlığını yaptığı Bağımsız Cumhuriyet Partisi adına Ankara Tandoğan’da yapılan 17 Nisan 2007 mitinginde konuşurken tanıdım kendisini.

O da bir prof.

Ve kadın.

Prof. Dr. Birgül Ayman Güler adı da…

Sesi, hitabeti, söyledikleri ve vurguladıkları öylesine güçlü bütünleşmiş ki, Tandoğan coşkusunun içinde kitlelerin duygularına tercüman oldu kürsüde.

“Kim bu?” diye sordum.

Sonrasında da hatırladım.

GMİS’in Zonguldak’ta düzenlediği bir panelde konuşmuş ve o konuşmasını da alıp yayımlamıştım gazeteniz Önder’de.

Telefon ederek teşekkür de etmişti bize.

 

CHP’nin yeniden yapılanmasını için umutsuzca bekleyenleri de heyecanlandıran son gelişme sosyal demokrasinin iktidar yürüyüşünün ilk adımı olacak mı bilmiyorum.

Yine aynı tezgah içinde istifa edip gitmiş Deniz Baykal’ı tekrardan “inadına Baykal” diyerek, CHP’ye oy vermeyen kitleleri itecek mi bu partinin delegeleri tahmini o kadar güç ki.

Baykal bilinen taktikler içinde sanki.

Gelirim-gelmem hikayesi.

Yani, CHP’nin yakaladığı tarihi şansı yok etme planı uygulanıyor endişesine kapılmıyor değil kitleler.

Özellikle de kararsızlar.

 

CHP’ye genel başkan ismi arayanların görüşlerini okurken birdenbire Prof. Dr. Birgül Ayman Güler’in adı geldi aklıma.

CHP’nin internet sitesine “bu yorumu okuyan olur mu bilmiyorum ama” diyerek başlayıp içinde bulunduğumuz koşulların da fırsatını anlatarak Birgül Ayman Güler’i genel başkanlığa düşünün diye yazdım.

Kendi kendime heyecana gelip, bu kez Cumhuriyet Gazetesi’nin haber sitesine bu yorumu geliştirerek gönderdim.

Denizde kum tanesi biliyorum benim düşüncem.

Olsun!

Düşündüm ve düşündüğümü paylaştım.

CHP’de özellikle de kadınları, gençleri ve işçileri harekete geçirebilecek bir yetenek olarak gördüğüm bir ismi kamuoyu ile paylaştım.

Hizip dışı ve kadın.

 

CHP’nin kapısını çalan bu şansı görebilen olur mu bilemem.