Çok bilinen ve çokça da paylaşılan Pastor Nie Moelle’in sözlerini yeniden hatırlatmanın sırası geldi.

“Önce Yahudiler için geldiler,
Sesimi çıkarmadım, çünkü ben Yahudi değildim
Sonra komünistler için geldiler,
Sesimi çıkarmadım çünkü komünist değildim.
Sonra sendikacılar için geldiler, sendikacı olmadığım için yine sesimi çıkarmadım

Sonra benim için geldiler
Ses çıkaracak kimse kalmamıştı…”

 

CHP’nin İstanbul Milletvekili  Enis Berberoğlu “Vatana ihanet!” ve “Casusluk!” suçlaması ile yargılandığı davada 25 yıl hapse çarptırılınca tutuklanıp hop diye Maltepe cezaevine götürüldü.

“Bana dokunmayan bin yıl yaşasın” ilkeleriyle siyaset  yapma alışkanlığını sürdüren CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bir öfkelendi bir öfkelendi ki bu duruma “adalet” dedi ve  yürüyüş yaparak bu kararı protesto edeceğini açıklayıverdi.

“O da ne? CHP eylem mi yapacak?Allah Allah bizi dürtsün beni, hayal mi görüyorum?” diyenler oldu olmasına ama…

Valla da yaptı billa da yaptı Kılıçdaroğlu.

Neyi mi?

Sokağa çıkıp yürümeyi.

Şimdi yürüyor elindeki “adalet” pankartı ile.

Yürümek iyidir.

Sağlıktır.

Kolesterole, şekere ve tansiyona iyi gelir.

Tümünü de regüle eder.

Hatta, geri adım bile attırır.

Yürümek budur.

Yani yaşamda dengenin adıdır.

Öyle olmasa doktorlar her gelen hastaya niye desinler “Hareket edeceksin, yürüyeceksin.” Diye.

Doktor demek sağlık demek.

O sağlığın adı da yürümek.

 

Türkiye’nin geçtiği süreçte, politika üretmemek, sokağa çıkmamak, siyaseti yönlendirememek ve iktidar alternatifi olamamak ile suçlanan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun başlattığı bu yürüyüş ile ile ilgili sosyal medyada, özellikle de CHP’lilerin paylaşımlarını okuduğumda  aklımı ucuna gelmeyecek yorumlar buluyorum.

Bir tanesi, geç kalmakla Genel Başkanını eleştirirken, bir diğeri bu yıl sonunda yapılacak kurultaya gönderme yaparak  yürüyüşü “yeniden seçilebilmek için”  diyor.

CHP’nin iç işleri her zaman kendilerini hırpalıyor yine  bu yürüyüşte olduğu gibi.

Çünkü.

Kimse kimseyi beğenmiyor, güvenmiyor ve sevmiyor.

Bu gerginlik her türlü şart ve koşulda dışa vurulurken, Kılıçdaroğlu yürüyor.

Dikenlerin üstünde değil .

Asfaltta.

Halk ile beraber.

 

Peki bu yürüyüş nasıl sonuçlanır?

a-başarıyla

b-başarısızlıkla

c-fasa fiso

d-hikaye

c-toplumu uyandırışıyla

 

Demokrasinin temeli sayılan özgürlükler ve adalet konusunda başarıya ulaşabilir/ulaştırılabilir ise Türkiye kazanır.

Ama…

Provokasyonlara dikkat.

Hem de çok dikkat!