Kamuoyunda "3. Yargı Paketi" olarak bilinen Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunu'nun yürürlüğe girmesinin ardından, cezaevlerinden tahliye başladı. Başlamasına başladı ama, tutuklu olarak yargılanan milletvekilleri ve aydınlar yine cezaların evlerinde. Ceza almamış insanların tutukluluklarının cezaya dönüştürüldüğü yaşanan bu sürüçte, yapılan tahliye taleplerinin  mahkemeler tarafından  bu hafta görüşüleceği açıklandı.

Mahkeme heyetleri toplanıp son çıkan yasa çerçevesinde karar verecekler.

Bu kararlarda;  Hakim takdirinin  özgürlükten yana mı, özgürlüğe  kelepçemi olduğunu öğreneceğiz verilecek kararlar ile.

Umarız  mahkemeler tahliye yönünde kararlar alarak, yargılamaların tutuksuz devam etmesine karar vererek, kamuoyunu rahatlatırlar.

Ve yaşanan bu dram özgürlüğe odaklanmış yüreklerde sona erdirilir.

Umut büyük.

Beklenti büyük.

Bir nefes kadar yakın olan bu özgürlük kuşları;  tutuklu gazeteciler, milletvekilleri, profesörler,  aydınlar, paşalar, askerlerimizin de yuvalarına konarlar.

Bekliyoruz.

Bugün bir.

Umarız yarın iki olmadan bu akşam ak güvercinler uçurulur Türkiye'nin semalarında.

 

BİLİNEN İŞKENCE

 

Kdz. Ereğliler her yıl olduğu gibi yine üç gün boyunca trafik işkencesi yaşadı.

Hem nasıl işkence.

Uzun yılların işkencesi olan bu duruma, vatandaşın ulaşım hakkına saygıyla yaklaşıp duyarlılık gösteren yok. Çünkü  var olan trafik sorununu çözmek için sorumluluğu bulunanlar, üç gün boyunca vatandaşın yaşadığı ve yaşayacakları trafik işkencesinden bireysel olarak etkilenmiyorlar ki. Yöneten kademesindekilerin altlarında her engeli aşan geçiş üstünlüğüne sahip makam araçları olunca herşey sütliman.

Aç kapa kapılarında ve Ortacami güzergahında sürücülerin birbirleri ile nasıl it dalaşına girdikleri, gerilimin patlamaya dönüşecek olayları tetiklediği kimin umurunda ki!

Trafik trafik trafik.

Örneğin Terminal yolunda Kahverenginin önündeki kavşak kapalı ama, bu kavşağın kapalı olduğunu araç o noktaya indiğinde öğrenebiliyor sürücüler. Hemen üstte emniyet kavşağından yolu kesip de Unpazarı istikametine yönlendirseler,  terminal kavşağında bu kadar keşmekeş yaşanmayabilirdi.

*Yasak kardeşim.

*Nereden gidersen git.

*Bana ne!

Trafikte çözüm değil çözümsüzlük var.

Durum böyle olunca da, ilçenin her noktası tıkalı.

Yollar ise dar.

Neyse.

Bu konu her yıl aynı.

Her yıl işkence.

Her yıl stres.

Her yıl olaylar.

Hamam aynı tas aynı.

Çözüm yerine çözümsüzlük var.

Vatandaşın yaşadıklarını ise kimsenin hiç umurunda değil…

 

* Son olarak küçük bir örnek. Yılın 365 günü belediyenin karşısındaki hükümet konağı yönündeki yol sürekli tıkanır. Her gün yaşanan bu tıkanmaya karşılık bir tek çözüm bulunup da  yaşama geçirilmez. Meydanbaşı istikametine giden araçların Atatürk Anıtı arkasından kaldırılmasını kim hangi mantıkla izah edebilir ki? Ne tuhaftır Hastane, Kadı tarlası istikametine gidenler de emniyetin yanındaki duraktan çalışır. Bu kadar açık ve tuhaf durama da müdahale edip de çözüm üretilmez. Hükümet konağı önünde gecekondu gibi  oluşturulan durak da aynı bir gariplik ya...