Yaşasın kurban bayramı.
Dokuz gün tatil!
İstanbuldan yedi milyon kişi gitmiş!
Nereye mi?
Çoğunluğu geldikleri yerlere!
Yani.
Yani  Erzuruma.
Yani Van'a.
Yani Zongudak'a.
Yurdun dört bir yanına!
Geldikleri yerlere.
Göç ettikleri kentlerine!,
İstanbul kısa süreliğine de olsa  geri göç verdi bayramda.
Eğer ekonomik koşullar elverseydi bu rakam iki katına çıkardı.
İstanbul boşalırdı.
İstanbul İstanbul olmaktan çıkardı.
Sinek avlardı.
Bu ne demektir?
Bu ne menem şeydir?
Bu.
Bunun adı İstanbul Aborjinlerle dolu demektir.
Bu nereye gidersen git köklerini aramak demektir.
İnsanın başka bir şeye dönüştüğü İstanbul'da gelinen nokta demektir.
Kendisi olmaktan çıkarılan insanın kendinden kaçışı demektir.
Gelenek göreneklerinden  koparılan.
Doğasından uzaklaştırılan.
Değer yargılarından arındırılan.
İçi boşaltılan kısaca!
İnsanın kendisini araması demektir.
Üretimin olmadığı.
Tüketim toplumu yeni dönem İstanbul'lunun geçte olsa uyanışıdır.
Farkındalığıdır.
Gerçek cennetlerini fark edişidir.
Elinden alınan cennetleri.
Doğup büyüdüğü yerleri.
Değerleri.
Köklerini.
Fark edişidir.
Geç kalmadan.
Bu bayram İstanbul  yedi milyon geçici de olsa geri göç verdi.
İnsanlar geldikleri yerlere uçtular.
Doğaya.
Doğallığa!
Koştular.
Bize gelince!
Dante gibi ortasındayız hayatın!
Etrafımızdaki fenomenlerin seyrindeyiz.
Cennet içimizde!
Farkındalık yüreğimizde.
Artık her yer aynı.
Hiçlikten yol almışız.
Hep olmuşuz.
Seyrindeyiz alemin.
Ya siz.
Ereğliler!
Neresindesiniz hayatın.
Bu bayram nasıl geçti?
Dokuz gün tatilde ne yaptınız?