Emeğin Başkenti’nin adını önce “emeklilerin başkenti” ve sonrasında da “huzursuzluğun başkenti” olarak değiştirdiler.

Zonguldak’ın kaderi böyle.

Hep geriye gidiyor.

Ve her alanda.

 

Türkiye’de geçmişte yaşanan bazı olaylar yeniden açılıp irdeleniyor. Bu olayların arkasında bir çok neden aranıyor çünkü.

O bu şu cinayetlerin perde arkasına inilmeye çalışıldığı ve olayların bu amaçlı yapıldığı dile getirilirken, benim de aklıma hem Şemsi Denizer cinayeti gelir.

Denizer’in öldürülmesi ile birlikte Zonguldak’ta milat başladı.

O tarihtir ki, Zonguldak’ta çöküşün ilk işaretidir.

Ve o günlerden bu günlere gelinmiştir.

 

Emeğin başkenti kan kaybediyor.

Sınır yok bu yok oluş serüveninde.

Ekonomide, kültürde, tarihte, sosyal alanda ve yaşamda çöküşün her taraftan çatır çatır sesleri geliyor.

Ama en acısı ve tehlikelisi ise huzur.

Huzurun olmadığı  bir kentte, umut olmaz ve yaşamaz.

Tam aksine umutsuzluk öne çıkar ki, bu olgu tüm değerleri kaçırır ve moralsizlik ortamına sürüklenir dururuz.

Ki bugün de bunu yaşıyoruz.

 

Peki neden böyle?

Konuşamıyoruz.

Zonguldak’ın nabzını tutanlar veya yön verenler “iletişim” denen olguyu cep telefonu sanmaya başladılar çünkü.

İletişim konuşmaktır oysa.

Elbette bunun içinde teknolojik araçlara da vardır.

Ama iletişimin ana temeli yüzyüze ve topluca konuşabilme kültürüne sahip olabilmektir.

Konuları ve olayları tartışabilmektir.

Ama bağırmadan.

Hakaret etmeden.

Azarlamadan.

Tehdit etmeden.

Ortak akılda buluşabilmektir konuşabilmek.

Zonguldak’ta yitirdiğimiz en önemli gerçek işte budur.

 

Kdz. Ereğli’den plakası 67 olan  vilayetime bakıyorum.

Saldırılar öne çıkıyor.

Bağırmalar.

Ve yok olan üslup ile davranışlar dikkat çekiyor.

Üzülmemek elde mi?

 

Elbette Zonguldak böyle de Kdz. Ereğli farklı mı?

Yoktur ki fark.

Merkez ve Ereğli’deki bu gerçeği kimse yabana atmasın.

Zonguldak’ın bu iki ilçesi sancılı.

Sıkıntılı.

Dertli.

Görünen odur ki, radikal kararlar alınıp uygulanmaz ise de bu sürece dur  denilemez.

Her şey çok keskin.

Ve uç!..

 

Birileri bir şeyler yapmalı.

Dokunmalı bu huzursuzluk olgusuna ve konuşarak çözüm üretmeyi becerebilmeli.

Ama kim?

Merkez de ve Kdz. Ereğli’de kim veya kimleri harekete geçirmeli ki, bu anlamsız ve saçma kavga ya da kavgalara son verilebilsin.

Var mı bir isim?

Ya da isimler?

 

Zonguldak bir şekilde ayağa kalkmalı/kaldırılmalı.

Bir yere de mutlaka gelinebilmeli.

Konuşmalı.

Ön yargılardan uzaklaşarak konuşabilmeli.

Konuşması gereken herkes de; ağzından çıkacak veya kaleme alacağı söze dikkat ederek ayağa kalkmalı.

Merkez ilçe ve Ereğli’de bu startı verecek bir abi aranıyor?

Var mı?