Sizin de ilginizi çekiyor mu “Üç Ç”li vurgu.
Yazıyor:
Çınar, çelik ve çilek!
Yani?
Ereğli bu “Üç Ç” ile tanımlanıyor!
Neden?
 
Ereğli’yi sadece “Üç Ç” ile ifade etmek, ilçenin tarihi zenginliklerine yapılan bir yanlıştır.
Hatadır.
Eksikliktir.
Arganotlardan, Herkül’den, Herakliedes’ten, Uzun Mehmet’ten, Alemdar’dan uzakta bir anlatım, “dar kalıplı” bir elbiseyi Ereğli’ye giydirmek gibidir.
Şu  “Üç Ç” önemlidir önemli olmasına ama…
Onlardan önce çok ama çok büyük gücümüz/güçlerimiz vardır.
Uzak ve yakın tarihsel süreç içinden süzülüp gelen Karadeniz Ereğli’nin anlatımında daha dikkatli ve hassas olunması gerekmez mi?
Herhalde!
 
Şu güzelim ilçede tarihsel bütünlüğü sağlamak ve tanıtım anlamında bilgi birliği yapmanın da zamanı geldi ve geçiyor.
Konuyla ilgili bilgi ve becerisi olanları bir araya getirmek çok mu zor?
Herkesin bir tarafa çektiği ve “Ben bilirim” yarışmasına da son verecek adımlar için hepimizin tarihsel sorumluluğu bulunduğunu hatırlatmaya gerek var mı?
Bir tek Karadeniz Ereğli var.
Bu Ereğli’nin kendi içinde artık tek ses çıkarılmasını sağlamak herkesin borcudur.
Şimdi sıra, Ereğli’nin öncelikle tarihsel kaynaklarını arayıp bulmak ve gerek yurtdışı ve gerekse de yurt içindeki tüm müzeler, üniversiteler ile de işbirliğine derhal girilmelidir.
Böylesine büyük zenginliğin içinde akordu yapılmamış  enstrümanları eğitmek veya ayıklamak çok mu zor?
Olmamalı!
Ben, sen, o ! Yani biz ! Hepimiz  bu orkestrayı oluştururuz.
Ardından da öyle bir koro kurarız ki, o davulunun sesiyle bile ortalığı gümbür gümbür inletiriz.
Yeter ki, samimi olalım.
Yeter ki, ortak noktamız Ereğli olsun.
Yeter ki, bilgiliyim ukalalığından kaçalım.
Yeter ki, araştırma ve soruşturma kültüründe buluşalım.
Yeter ki, bizim dışımızdaki bilenlerin unutmayalım.
Yeter ki, ilkemiz geleceğimize bir tuğla daha koyma vizyonumuz olsun.
İnanın!
İnanın ki, Karadeniz Ereğli bu iş ve güç birliğinden öyle bir servet kazanır ki, tadından da yenmez!
O büyük başarıyı paylaşmak bile yeter.
 
Son söz: Karadeniz Ereğli “Üç Ç” den çok ama çok büyüktür.