(İŞÇİYİ İŞÇİ ÇALIŞKANLIĞIYLA YAZAN YAZAR)

Asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü’dür. 1914’te Adana Ceyhan’da doğar. 1939’da şiir ve hikâye yazarak başlar edebi hayatına… İşçi romanları deyince akla ilk gelen isimdir. Bazı romanları: Eskici ve Oğullları, Ekmek Kavgası, Hanımın Çiftliği, Gurbet Kuşları, Bereketli Topraklar Üzerinde, Cemile…

1942 yılında cezaevindeyken yazdığı bir öyküyü Orhan Raşit adıyla bir dergiye yollar ama derginin editörü adını Orhan Kemal olarak değiştirir. O da bu adı benimser ve o günden sonra hep bu adı kullanır yapıtlarında.

Hapisten çıkınca hamallık dahil her işi yapan yazar yorgun argın eve geldiğinde hemen yazmaya koyulur. Çünkü hapislik yıllarında ufku çok açılmıştır ve anlatmak istediği çok şey vardır. Ufkunu açan en önemli isim Nazım Hikmet’tir. Hikmet bu gönüllü öğrencisine sosyoloji, tarih ve felsefe konularında rehberlik eder.

Bulduğu katiplik işi Orhan Kemal’i biraz rahatlatsa da bu işten de çıkarılır ne yazık ki. Sonrasında İstanbul’a giden yazarın aklında tek şey vardır: Yazarlık dışında başka bir iş yapmamak. On yılda on roman yazar. “Diyalog ustası” olarak adlandırılan yazarın romanlarının sinemaya uyarlanması çok doğaldır. Zira sinema diyaloglarla vardır. O günlerde Atilla İlhan’la karşılaşırlar. İlhan “Ben yazdığım senaryoya 5. 000 lira istedim, onlar da Orhan Kemal 500 liraya yazıyor, dediler. Piyasayı neden düşürüyorsun?” der. Bu sorunun cevabı basittir; Kemal’in geçindirmek zorunda olduğu bir ailesi vardır.

Orhan Kemal’in sinemaya uyarlanan romanları: Suçlu, Devlet Kuşu, Bekçi, El Kızı, Vukuat Var, Bereketli Topraklar Üzerinde, Sokaklardan Bir Kız, Kaçak, 72. Koğuş, Eskici ve Oğulları, Tersine Dünya. Erden Kral’ın çektiği Bereketli Topraklar Üzerinde (1978-1979) sıkı yönetimce yasaklanır, sonra kimliği belirsiz kişilerce çalınır.                Fono Film İsviçre’deki negatifleri restore eder ve film tam 28 yıl sonra vizyona girer.

Kitapları birçok dile çevrilir. Baba Evi dokuz, Cemile sekiz dilde okurla buluşur. Bereketli Toprak Üzerinde Çinceye bile çevrilmiştir. 1970 yılında okurlarıyla buluşmak için gittiği Bulgaristan’da hastalanan yazar, Sofya’da yaşamını kaybeder.

“İnandığım doğruların adamı oldum. Böyle yaşadım karınca kararınca… Kursağıma hakkım olmayan bir tek kuruş dahi girmedi.”

ORHAN KEMAL