Ünlü sanatçı Erol Büyükburç bir gece yarısı uçtu gitti dünyamızdan.

Geride ise iz bıraktı iz.

Müziği sevgiyle yoğurmuş bir iz.

Şarkılarında aşk olan,

Sevda olan,

Tutku olan,

Eğlencenin renkleri olan,

Kimi zaman bir parça özgürlük

Kimi zaman da barış çığlıkları olan,

Sözler bıraktı Büyükburç.

Gitarın derinliğinde kimi zaman isyan da olsa,

Ölüm kokusu vermedi hiç.

Baterinin oynaklığı enerji dolu bedenleri boşalttı terli bedenlerden taşarak

Klavyenin sızıntıları trompetin koynunda buluşurken, 

Aşklara yol açtı.

Büyükburç 80 yıl önce  ana rahmine düşerken var olan  karakteristik özelliklerini doğumundan sonra hep yaşamına/yaşama aktarmak için sonsuzluğa uzandığı güne kadar mücadele verdi. 

Toplumun bazı kesimleri tarafından anlaşılamasa da karşı karşıya kaldığı zorluklar ve engeller O’nu yolundan çeviremedi.

O hep sevgi dedi.

Sevmek dedi.

Gençlik dedi.

Genç gibi olmak dedi.

O gece geride milyonlarca seveni ile o altın izi bırakırken, yüreğindeki çiçekleri müzik nağmelerinde bize bıraktı.

Işıklar içinde yatsın.

Uyusun…

**

Büyükburç’un cenazesinde iki vatandaş çıktı ve cenazeye haklarını helal etmediklerini bağırdılar.

Cenazeye saygıyı bir kenara bırakarak , cenaze namazına katılanların tanımadığı iki kişi helallik vermeme gerekçelerini de "Bunların açtığı yolda gençlerin ne hale geldiğini görüyorsunuz"  sözleriyle açıkladılar.

Sonsuz yolculuğuna uğurlanan bir sanatçının cenaze törenini bile provoke edecek kadar kontrollerini kaybeden ve kendilerini özbeöz Türk olarak ifade edenlerin  gerekçeleri ne kadar uçuk ve kaçık.

Öyle ya; yaşamı boyunca kindarlık, nefret, hakaret, öfke yerine sevgiyi öne çıkaran bir Erol Büyükburç’un yaptığı müzikten rahatsız olduklarını binlerce insanın katıldığı bir cenaze namazından haykıranlar, aslında toplumsal barışa saldırmıyorlar mı?

Cenaze bu cenaze.

Sevmiyorsan niye geliyorsun cenazeye?

Cenaze bir saygıdır.

Son yolculuğa uğurlayıştır.

Anlayıştır.

Toplumsal barış ve dayanışmadır.

Büyükburç’un cenazesinde yaşananlar sanki bir işaret gibi geldi bana.

Herkesin ve her kesimin üzerinde çok çok düşünmesi, sonuçta bu eylemin perde arkasını görebilmeyi başarmalıdır.

Toplumu, Alevi-Sünni, Türk-Kürt, Laik-Anti laik diye bölmeye çalışanlar şimdi de cenaze törenlerine mi göz dikti?

İlginç!..

Anlaşılan o  ki, Büyükburç ve bu tür müzik yapanları beğenmeyenler, kindar gençlik yetiştirememenin öfkesini kusmuşlardır.

İnsan olana öfke değil, sevgi ve anlayış yakışmaktadır.