Siyah ve beyaz !

Beşiktaş olarak almayın hemen.

Siyah ve beyaz insan da var.

Allah öyle yaratmış.

Ve bu insanlar arasında hep beyazlar egemen.

Güçlü.

Yöneten.

Sahip!

Böyle görüp böyle bildik hep.

Nerede mi gördük?

Emperyalist  ülkelerin özellikle Afrika’da  gemileri doldurdukları köleleri nasıl sömürdüklerini tarih yazıyor.

Kan ve gözyaşı ile beslendi beyazlar.

Böyle canlarını yaktılar siyahların.

 

Ya bugün?

Bugün ülkemizdeki en büyük siyah-beyaz ayrıştırılmasını taşeron işçileri yaşıyor.

Taşeron çalışanları siyah! 

Simsiyah !

Tezgah aynı.

İş aynı.

Saat aynı.

Ama:

Ücret farklı,

Bakış farklı,

Yaşam farklı,

Servis farklı,

Yemek farklı,

Peki niye?

Bu bir insanlık suçu değil mi, aynı işi yapanlar siyah ve beyaz diye kutuplaştırmak.

Böyle bir sistemde, insan haklarından, demokrasiden, özgürlükten, barıştan, eşitlikten, emekten söz edilebilir mi?

Bir yanda köleler,

Diğer yanda da ?

 

En yakın örnek Erdemir’de.

Erdemir’in kadrolu çalışanları ile taşeron çalışanları arasındaki ayrıştırma karşısında kimsenin kılı kıpırdamıyor.

Erdemir diyor ki “Benim işçim değil.”

Sendika diyor ki, “Benim üyem değil.”

İyi de, bu işçiler  nerede çalışıyor?

Hangi üretime katkı veriyor?

Erdemir’e değil mi?

 

Ereğli’de de var işte siyah ve beyazlar.

Siyahlar “Biz de aynı iş yerine geliyoruz ama servisten yararlanamıyoruz” diye bağırıyorlar.

Duyun bu sesi.

“Benim işçim değil” demek doğru değil.

Servislere ek yapın.

Sayı artırın da, işe gelip giderken bari eşitlik olsun.

Eşitlik !