Geldik gidiyoruz, gideceğiz. Ve hep her giden gibi “ben giderim adım kalır dostlar beni hatırlasın” sözüne kilitli kalacağız.

Hatırlama elbette bireysel duruş kadar, o duruşun toplumsal yönüyle ilgili.

Bireyseli kişilerin kendi karakter özellikleri ve kültürlerine bırakıp da konunun toplumsal yönüne odaklandığımızda, karşımıza elbette  “ben giderim adım kalır”ın içi “hizmet” ile doluyor veya doldurulamıyor.

Hizmet.

Hele ki toplumsal.

Ne büyük onur.

Anlam.

Şeref.

Kimlik.

Kimi zaman bir köy yolunda bile herhangi bir çeşme başında “hayratına” sözlerinin yer aldığı yaptırılan bir hizmeti görürüz.

Bir vatandaş kendi olanaklarıyla çeşme yaptırmıştır ki, gelen geçen yolcular susuzluğunu gidersin.

Suyumuzu içer, çeşmeyi yaptırana da dua ederiz.

Kendi öz kaynakları ile okul yaptıran ve öğrenci okutanları da dostları ayrı bir sayfaya koyup hatırladığını hep kuşaktan kuşağa anlatır durarız ya.

Örneğin Bolu’da bir İzzet Baysal vardır.

Şahsen hiçbirimizi tanımayabilir ama öyle bir adı vardır ki, gerçekten bir cennet var ise oranın tahtına oturacak, oturtulacak bir kişidir İzzet Baysal.

Nurlar içinde yatsın.

 

Bir de, ellerindeki kamu kaynaklarını doğru kullanarak tarihe altın harflerle imza atan sorumluluklarının bilincindeki yöneticiler vardır.

Onlar da unutulmaz.

Halk o isimleri yüreğinin kadife kaplı hücresine öyle bir yerleştirir ki yeri ve zamanı geldiğinde çok ayrı ve özel bir sevgiyle yad eder.

Kimler yok ki o kadife dünyada.

Ya bugün?

Kimler var?

Kamu kaynaklarını kimler yönetir penceresine yöneldiğimizde, Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, milletvekilleri, genel müdürler, valiler, kaymakamlar, belediye başkanları, il genel ve belediye meclis üyeleri sıralanıp gelir.

Şimdi…

Neler oluyor Ereğli’de?

Üç tane “Dostlar hatırlasın” fırsatı muhatap/muhataplar bekliyor.

Bunlar neler?

Bir: Erdemir’in devletin bakanı ve valisinin önünde kurmayı söz verdiği metalürji fakültesinin gerçekleştirilmesi.

İki: daha önce programa alınan eğitim vadisinde kurulacağı açıklanan turizm ve otelcilik lisesinin ihalesinin yapılması.

Üç: Ereğli’ye bir çok hizmetler kazandıran ve adı asla unutulmayacak İbrahim İzmirlioğlu’nun vefat etmeden önce parasını ayırdığı ve vasiyet ettiği spor lisesinin yapımının sağlanması.

 

Bu üç konuda ne yazık ki bir adım yok.

7 Haziran Milletvekili Genel Seçimleri öncesinde çok konuşulan ve bugün ise gündemde konuşulmaktan bile kaçınılan üç konuyu kim çözecek?

Elbette kendini Ereğli’ye adamış siyasetçi ve kamu yöneticileri.

Var mı?

Bilmiyorum.

Keşke bilebilsem de, “şu var” diyebilsem..

 

Sonuç: Ereğli kaybetmeye devam ediyor.

Kaybettirenlere de hiçbir zaman “sağlık olsun” demeyeceğim.

Siz de demeyin…