İRANLAŞAN TÜRKİYE

Türkiye sessiz sedasız İranlaşıyor. Toplum sessiz sedasız dizayn ediliyor.  Ülkede yaşanan değişimi bazı çevreler görmüyor.  Toplum tamamen ayrıştırılıyor. Yaşamın her alanında bu artık gözle görülmeye başlandı. Telefon mesajlarında bile bu artık kendini hissettiriyor.

Siyasi anlamda kendini ne sağda ne de sol tarafta kabul edenler arkadaşlarına Şeker Bayramı ve kurban bayramları ile kandillerde SMS’lerde dini içerikli kutlama mesajları gönderiyor.  Bu toplumun artık dindarlaşmaya başladığının göstergesi.

İktidar nimetlerinden şöyle ya da  böyle yararlanmak isteyenlerde badem bıyıklı olmaya özeniyor. Türkiye’de sosyal değişim sessiz sedasız ve hızla kabuk değiştiriyor.

Son günlerde ülkede iktidar partisi ile muhalefet partileri arasında ‘’Dindar gençlik yetiştirilmesi’’ tartışması yaşanıyor.  Başbakan  Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın  bir konuşmasında ‘’Dindar gençlik yetiştireceğiz’ ‘ açıklamaları Türkiye’de kendi yandaşları dışında toplumun diğer kesimlerince büyük tepki gösterdi.

Muhalefet partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’da ‘’Bundan önceki gençlik ise Ateist mi’’ diye karşılık verdi. Tartışma sürüp gidiyor.

Onlar tartışmalarını sürdüre dursunlar, ülkede rejim  ‘’Cumhuriyet’’in ilkeleri tepe taklak edildi. Akepe iktidarının 9 yıllık sürecinde sosyal yaşam önce içkili yerler-içkisiz yerler temelinde ayrıştırılmaya çalışıldı.  Üniversitelerde türban konusu hukuki boyutta çözülemedi ama türban serbest kaldı. Üniversiteler dizayn edildi. Üniversitelerin sesi kısıldı. TÜBİTAK bilimsel faaliyetler dışında başka işlere de yöneldi. Yargı ve hukuk dizayn edildi.

Yaz döneminde kuran kurslarına katılacak çocukların yaşları  aşağıya çekildi. İmam hatip Liselerin önü açılarak vali ve kaymakam olmaları sağlandı. Kamu kurumlarında badem bıyıklılar dolduruldu.

Şimdi de ilköğretimde ‘’Arapça’’ dersleri seçmeli ders olarak öğretilecek.  

 ‘’Arap’’ hayranlığı giderek ilköğretimden başlayarak yaygın hale getiriliyor.  Türkiye sessiz sedasız ‘’İran’’laştı. İranlaşmaya başladı demiyorum.  İranlaştı. Bir tek eksiğimiz ‘Dini lider’. Anayasa değişikliği de Akepe’nin isteği doğrultusunda gerçekleşir ve ‘Yarı Başkanlık’ sistemi getirilirse dini liderimizde olur. Şimdi onun yolu açılmaya çalışılıyor.

Bu değişimle birlikte önümüzdeki süreçte İran dini lideri Humeyni’nin İran’a girişi gibi okyanus ötesinde Amerika’dakinin de Türkiye’ye girişi sağlanmış olacak gibi görünüyor.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Kuruluş yılında  Türkiye’nin başında dini lider olursa şaşmamak gerekir.