Geçen haftaya yerelden bakarsak en önemli ilk olay elbette Türkiye İşçi Partisinde (TİP) yaşandı. Olay da olay hani! 31 Mart Yerel Genel Seçimlerinde Zonguldak genelinde bir tek Kdz. Ereğli’de belediye başkan adayı gösterebilen TİP Genel Merkezinin aldığı karar, Ereğli’de toplu istifaların yaşanmasına sebep oldu.

Akıl alır gibi değil!

Ereğli’de adı var kendisi yok partilerden biri olan TİP, 31 Mart yerel genel seçimlerinde flaş bir atak yaptı ve ilçenin gerçekten de aydın kesiminin heyecanı ve umudunu tetikleyen oluşum gerçekleştirdi. Belediye başkan adayını da, Genel Başkan Erkan Baş, Erdemir emeklisi olan Kdz. Ereğli Sanat Kurumu Derneği Başkanı  Cihangir Amca olduğunu, bizzat ilçeye gelerek açıkladı.

Bomba bir isim.

Cihangir Amca’nın adaylığının açıklanmasının ardından müthiş bir belediye meclis listesi ortaya çıktı.  Kendi aralarında ön seçim yaparak liste oluşturan ve her biri gerçek anlamda kamu kaynaklarını doğru ve yerinde kullanacak ve de çözüm odaklı hizmetlere ortak akılla imza atacak isimlerden ortaya çıktı. Açıklanan liste herkesi heyecanlandırdı. Listenin oluşmasında temel prensip kadın erkek eşitliğiydi. İlk 15 sırada  da 7 kadın adaya yer verilmişti.

Ve seçimlerde daha önce sıfır oyu bulunan TİP, 1800 oy patlaması yaptı.

Derken günleri günler kovaladı.

31 Mart’ta Ereğli’nin dışında aday gösteremeyen TİP Zonguldak, büyük kıskançlıktan olsa gerek Ereğli’ye operasyon yaptı/yaptırdı. Belediye Başkan adayı Cihangir Amca’yı ihraç, Zonguldak eski il başkanı ve Ereğli’de yaşayan Hayrettin Sarı’ya bir yıl uzaklaştırma verirken, ilçe başkanı Taner Özer’i de bu furyaya katıp O’na da altı ay uzaklaştırmayı çaktı.

Akıl tutulması vallahi!

Bu durum elbette büyük tepki topladı ve 31 Mart seçimlerinde TİP’ten belediye meclisine aday olanlar başta olmak üzere ilk belirlemelere göre 40 kişi partiden istifa etti.

İstifa edenler arasında 1 yıl uzaklaştırma kararı verilen Hayrettin Sarı’da var.

Haftanın olayı işte bu.

Bilinen ve tipik bir sol hastalığı mıdır?

İktidar kadar muhalefetlerinde emperyalist ülkeler tarafından belirlendiği iddiasının karşılık bulması mıdır?

Projelerin tezgahlanması mıdır nedir bu durum?

Siz duruşunuz çerçevesinde taşın altına elinizi koyacaksınız ve birileri de gelip o elinizi ezmeye kalksın!

**

Ereğli’de ikinci olay elbette Evrim Balbaloğlu’nun CHP’ye üyeliğinin kabul edilmemesi yönünde gelen haberlerdir.

Balbaloğlu’nun CHP’ye geçiş töreninde ilçe Başkanının olmaması dikkatimi çekmişti. Balbaloğlu gibi bir isim partiye geçerken ilçe başkanının gelmemesi üzerine elbette çok yorumlar yapılmaktadır.

Farklı farklı görüşler de vardır.

Görüşlerin temelinde, ileriye dönük siyasi hesabı olanların Balbaloğlu’ndan rahatsız oldukları gerçeği bulunmaktadır.

Yoksa, gerek  milletvekilliği adaylığında, gerekse de belediye meclis adaylığında Evrim Balbaloğlu lokomotif olmuştur. Hatta İYİ Parti’nin iki belediye meclis üyeliği Balbaloğlu’nun listede yer almasıyla kazanılmıştır diye düşünenlerden biri olarak, CHP’nin kapısına gelen böyle etkili bir gücü itmesi, iteklemesi hem parti suçudur, hem de CHP’nin Ereğli’de ayağına bağlanan koskocaman bir prangadır.

Şimdi; “CHP Ereğli’de nereye koşuyor?” diye konuya baktığımızda ortaya çıkan net durum şudur?

İlçe yönetimi karpuz gibi ikiye ayrılmış ve partinin güçlenmesi ikinci plana atılarak, günü kurtarma politikaları ”kişiye özel” veya “kişilere özel” yönetilmektedir.

Bu bilinen hastalığın temelinde de, tüm adayların ön seçimsiz belirlenmesinden kaynaklanan virüs vardır.

O virüs; ülkede yaşanan liyakatsizliğin de ana sebebidir!

Ülkemizde; halen daha; “kim milletvekili, kim belediye başkanı, kim il genel ve belediye meclis üyesi olacak?” hesaplarının yapılarak siyasete yön verilmesi, iktidarın ayakta durmasını sağlayan en önemli gerçektir.