Cihat Kalafat çocukluk arkadaşım. Uzun yıllar çalışıp emekli olduğu TTKda çalıştığı yıllarda GMİSde sendikacılık da yaptı. Kalafat ile geçtiğimiz Pazar günü Köseağzına gittik birlikte.
Hatta, çocukluk arkadaşlarımızdan Erdemirli bir dostumuzu yeni yaptırdığı evinde ziyaret ettik Buruncuk tepesinde.
Bildiğiniz gibi; son günlerin gündemdeki tek konusu var o da Köseağzı.
Kalafat ile Keşkek Köyüne bağlı Buruncuk Mahallesinden yine çok eski arkadaşımızdan Hasan Yıldırım'la buluşarak dolaştık çevreyi ve Köseağzı'nın Neyrenderesini.
Hasan Yıldırım gösterdi bize Köseağzı değirmeninin bulunduğu yeri de.
Ortada değirmen falan kalmamış.
Aradık taradık ve yerde birkaç üst üste sıralanmış taşlar gördük ve herhalde değirmenden bunlar kaldı dedik ki, Hasan değirmenin arkı da burada dedi ve yamaçta dikenlerin arasında kaybolmak üzere olar örülü taşları gösterdi bize.
O arkı görünce sevindim.
Hayal bir yer olmadığını anladım çünkü.
Arkın üzerine çıkmaya çalıştı Hasan Yıldırım ama beceremedi.
O da yıllarla birlikte yaşlandı iyice artık.
Yaş altmışlara yaklaşıyor usulca ve biz hiç farkına varamadan.
Köseağzı ve değirmen.
Ve Zonguldak.
Bir de tarih.
Hemen bilinen bir eleştiriye biz de kapılıp bu değirmen yabancıların elinde olsa müze yaparlardı burayı dedik.
Bize ne gerek müzeden!..
Koskoca Kdz. Ereğli daha Uzun Mehmete sahip çıkamadı ki.
Kestaneci tepesindeki fenerin çevresinde yapılacak olan projeyi bile beceremedik biz.
Neyse
Hemen eleştiriye kayıyor bu kalem kağıt.
Köseağzı Zonguldaka hayat verdi.
Karabük ve Erdemire demir çelik fabrikasının kurulmasına sebep oldu.
Diğer sağladıklarını saymaya gerek yok.
Ama bu Köseağzı yarattığı değerlerin hışmıyla karşı karşıya şimdi.
Kömürü işleten TTK, çalıştıramadığı ocakları taşeronlara vermeye başladı çünkü.
Taşeron ne yapar?
Bulduğu her fırsatı değerlendirir.
Yer yutar ve sömürür.
Kandillide kömür çıkarmak için TTKdan iş alan şirket de kafayı taktı bizim canımın ciğerimiz Köseağzına ve ham yapmak için her fırsatı deniyor.
Kandillinin solcu (!) belediye başkanını kafa kola alıp şirkette taşeron yaparak Köseağzına termik santral kurma iznini alıverdiler.
Köseağzı kömürün bulunmasını sağladı ama şimdi o kömürü çıkaranlar tarafından yüreğine saplanacak hançerle karşı karşıya kaldı.
Hadi bakalım kolay gelsin.
Vefaya bakar mısınız?
Sen tüm bölgeye hayat ver ve gün gelsin o senin hayat verdiklerin seni yok etmek için her türlü yol ve yönteme başvurarak idam sehpasını kursun.
Olur mu?
Oldu bile.
Köseağzı değirmeninin bulduğum taşları sanki konuşuyordu.
İsyanlarını duyurmak istediler her biri.
Doğaya kıydırmayın efendiler derken, yaşamın birinci gerçeğinin insan ve tüm canlılar olduğunu ifade ettiler.
İnsan ve canlılar.
Yani doğayı düşünen duyarlı insanları işaret ettiler.
Her şeyin kar olmayacağını kaydederken biliyoruz ki biz bu mücadeleyi kazanacağız çıkışını Neyrendere suyundaki siyah şilam parçacıkları seslendirdi.
Konuştular.
Ve çok şey söylediler.
Köseağzı değirmeninden yükselen sesi okumak isteyenler anlayabilir ancak.
Algı meselesi.
Yaşadığı yöreye ihanet etmek için her fırsatı kullanan ve rant kavgası içinde bulunanlar elbette hiç duymaz, toplum adına dili çözülen Köseağzı tarihinin feryadını.