Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Zonguldak’a bir geldi gitti ki, ortalık toz  duman.

En çok tartışılan konu ise alandaki madencilerin  “İşçi alınsın üretim artsın” sloganı oldu.

Cumhurbaşkanı bu sloganın kendisine atılmamasını istedi.

Ve dedi ki:

“Bana slogan atmayın, bunu başkasına yapın.”

?!

 

Eski adı Ereğli Kömürleri İşletmesi  (EKİ) olan Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun (TTK) zarar ettiğini bilmeyen yok.

Doğru mu doğru!

Zarar etsin mi?

Tabi ki etmesin!

Peki çözüm?

İşte durum burada çatallaşıyor.

Çözüm konusunda  Turgut Özal ile başlayan “Özelleşsin” baskılarına karşı o dönem “özerkleşme” savunulurdu.

Her iki de olmadı.

Zaman içinde, “özerkleşme” konusunda en somut adım dönemin DSP Milletvekili Prof. Dr. Mümtaz Soysal attı  ama hükümetin ömrü vefa etmedi. Bildiğiniz gibi 2002’de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli seçimlere 1,5 yıl kala “erken seçim” dedi ve hem kendisini hem de diğer koalisyon ortaklarının barajın altında kalmasını sağladı.

O kırılma TTK’nın kendi ayakları üzerinde durabilmesini sağlayacak “Özerkleştirme” yasasının da askıya alınmasına sebep oldu.

 

Teklif yasallaşmış olsaydı, TTK A.Ş Kurulacak ve bu kurum siyasetten tamamen bağımsız olarak, ekonominin gerekleri ve koşullarına uygun özgür bir kurum olacaktı.

TTK özgürleşemedi.

Bağımlı kaldı.

Ve hep zarar etti.

Bugün de ediyor.

 

TTK’nın zarardan kurtarılması için şu ana kadar (Soysal’ın kanun teklifi dışında)  atılmış ve atılmak istenen hiçbir ciddi adım yok.

En kolay yol olarak koskoca kurumun müesseselerini  parça parça elden çıkarıp özelleştirmek olarak gösteriliyor.

Ki, her dönem özelleştirmenin hazırlıkları hep açık ya da kapalı yapıldı.

Ortada bir hasta kurum var adı da TTK.

Bu kurum Zonguldak’ın herşeyi.

Hasta yatağından kaldırılmalı.

Hem de, toplumsal uzlaşma sağlayarak ayaklandırılmalı.

Bunun yol ve yönetimini bulması gereken, kurum ve kuruluşlar ile siyasetçiler de suskun kalıp seçenek üretmediği takdirde, özelleştirme rüzgarı bir gün gelip kökünden söküp atacak TTK’yı.

Hal böyle iken sadece TTK’yı değil, Zonguldak’ın da önünü açacak olan çözüm noktasında neden bir hareket başlatılmaz akıl almıyor.

Hey sendika neredesiniz.

Çıkın ortaya da, “TTK nasıl kurtulur?” sorusuna yanıt arayan çalıştaylar düzenleyin.

Oturumlar yapın.

Panellerde tartışın.

Ve böylelikle iktidara da elinizdeki çözüm reçetesiyle giderek tedaviyi başlatın.

Bu sessizlik ve suskunluğun arkasından gelecek hava hiç de iyi gözükmüyor.

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir.

O çarşambayı Cumhurbaşkanı Zonguldak meydanında söyledi.

Halen daha okuyamadınız mı o mektubu?