Kdz. Ereğli’nin Köseağzı’nı tarihten silme hareketinin en önemli ciddi adımıdır termik santral kurulmasını istemek ve yandaşı olmak.

Ortada ciddi bir tehdit var.

Bölgenin tümüyle yok edilme operasyonuna karşı duyarlı olunmalı.

Susmamalı.

Ama, mutlaka da bu belayı başımıza musallat etmek isteyenlerin olası kamuoyu yaratma girişimlerine karşı da bilgili olunmalı.

Santralın kurulacağı Köseağzı’nı anlatmak için öncelikle bilmek gerekiyor.

Nedir Köseağzı?

Nesi vardır?

Tarihi nedir?

Su kaynakları var mıdır?

Denizi ve koyları ne anlatır insana?

Sosyal yaşamdaki konumu nasıldır ve ne olabilir?

Mülk sahipleri kimdir?

Hangi gizli veya açık planlar vardır?

Öğrenmek gerek.

Termik santralın bölgeyi yok edeceğini ileri sürenlere karşı “Köseağzı’nın tüm arsası O’nun” gibi yalanlar ile beslenerek kurulan tezgahları da çok iyi bilmeli.

Sahi bu Köseağzı’ndaki arsalar kimin?

Sordum soruşturdum ve buldum ki, bu alandaki arsaların yüzde 99  nokta 9’u Keşkek köylülerinin.

Yani, yörede yaşayan halkın.

75 hektarlık santral alanındaki arsanın sahibi kim peki?

Yine sordum soruşturdum ki, yüzde 99 nokta 9’u köylü vatandaşların.

Dedim ya, öğrenmek gerek Köseağzı’nı.

Bu nedenle gittik Köseağzı’na ve yöre halkı ile görüştüm.

Öğrenmek güzel şey.

Yanlış veya yanlılıkları  süpürüyor.

Bilgi donanımlı olunca da konu daha sağlıklı kavranabiliyor.

 

Köseağzı’na gittik gördük ve yazdık.

 

Bunlardan birincisi; Uzun Mehmet’in taşkömürünü bulduğu Köseağzı değirmeninin son kalıntılarına ulaştığımızda çektiğim fotoğraflarıydı. Zonguldak’ın tarihini yazan ve gerçeklerin saklı olduğu Köseağzı değirmeninin son kalıntılarından sadece ark kanalı kalmış ortada.

 

İkincisi ise; aynı alandaki “tarihi olduğu tescilli” iki adet çınarın, termik santralın kuruluşunu engelleyen unsur olarak öne çıkmasından sonra, bu çınarların yakılarak yok edileceğine dönük duyumlardı.

Çınarların tehlike içinde olduğu iddialarını haber yapmamız üzerine, termik santralı kurmak isteyen Hema şirketinin Kandilli’deki Yöneticisi Nuh Baş aradı telefonla.

Nuh Bey; “olamaz böyle bir şey!” dedi.

Üzülmüş çınar ağaçlarıyla ilgili yayımladığımız haberden.

Köseağzı’na termik santral kurulması için temsil ettiği şirketin hak ve çıkarlarını korumak adına tüm enerjisini ortaya koyan TTK’dan emekli Hema yöneticisi Nuh Baş, çınarları yok etmeyi kimsenin düşünemeyeceğini ve böyle bir haberin de kendilerini hedef göstermeyi amaçladığını ifade ederken “ben de savcılığa suç duyurusunda bulunarak bu çınarların korunmasını isteyeceğim” dedi,

Güzel bir girişim.

Ve desteklenmeli.

 

Hiçbir şey ne insan yaşamından ve de doğanın geleceğinden önemli değildir.

Termik santral kurmaktan yana olanların, bu termik santralı doğup büyüdükleri yerde inşa etmelerini gerçekten de ne kadar çok isterim.

Hatta evlerinin önüne kursunlar.

Bahçelerini de tahsis edip, topraklarını satıp köşe olsunlar.

Ama?

Neden Zonguldak ve neden Köseağzı?

Sinop’tan öteye bir tek ilde termik santral kurma girişimi ise neden yok?

Helal olsun Doğu Karadeniz’i temsil eden milletvekillerinin tümüne.

Vatandaşın verdiği vekillik sorumluluğu içinde bölgelerini ve vilayetlerini koruyorlar termik santralın yaratacağı çevre kirliliğinden.

İş ve konu Zonguldak’a gelince kirlet kirletebildiğin kadar.

Atış serbest!

Zonguldak sahipsiz çünkü.

Nasıl olsa hak ve çıkarlarını korumak için çaba gösteren de kimse yok.

Dahası yandaş olan da çok.

Zonguldak ağır sanayi kenti ama, daha Ereğli-Akçakoca yolunu bile yapamadı.

Akçakoca çoktan yaptı Düzce bağlantısını.

Bu işler böyle.

Zonguldak’ın hakkını çal ve verme ama, her türlü kirliliğin de kucağına atıver.

Oh ne ala!..

Köseağzı’nı da yok et...

İsterseniz Kdz. Ereğli çarşısının ortasına da tezek gazı fabrikası kurun.

Çok alengirli işler bunlar.

 

Nuh Bey’i çok eskiden tanıdığım için “Nuh Bey siz şu anda eski çalıştığınız işletme olan TTK’da görevde olsaydınız, termik santrale karşı olanlara en çok siz destek olurdunuz”  sözleriyle takıldım.

Sustu.

Benim çok eskiden kaleme aldığım ve termik santrali desteklediğim yazılara atıf yaparak “daha önce sen de termik santralden yanaydın” dedi.

Doğru!

Bu konudaki söyleyeceklerimi ayrıca ifade edeceğimi ve  benim eski yazılarımı kütüphanelerden araştırıp bularak, “dün termik santralden yanaydı, bugün ise karşı” taarruzundan haberdar olduğumu anlattım.

Epeyi konuştuk.

Eski dostuz  çünkü biz.

Hema gibi şirketler nasıl olsa gelip geçici.

Bugün var yarın yok.

Yani biz hancıyız.

Yolcular bizim dostluğumuzu bozabilir mi?

Hele ki konu Ereğli’nin geleceği ve çevre kirlenmesi olunca