Dam üstünde saksağan.

Gel bize bari bari…

Evet damlar üzerinde saksağan ötüyor da ötüyor.

Bu ötüşü kimisi kendine, kimisi de hiç üzerine alınmayarak başkalarına havale ediyor.

Saksağan bu!

Kime öteceğini elbette bilir.

Yukarısını da aşağısını da!

Şu an için hiç bilmiyoruz hedef kim=

Ben, sen , o!

Ya da hepimiz!

Belli mi olur?

**

Diyor ki, gitti!

Diyor ki, aç tavuk kendini darı ambarında görür.

Diyor ki geliyor.

Diyor ki, hayalinde bile göremezsin.

Diyor ki, demokrasi.

Diyor ki, benden ne farkın var.

Diyor ki, çoklu masa.

Diyor ki, biz de de var o masadan.

Diyor ki, sandalye.

Diyor ki, dağıt bakalım nereye kadar.

Diyor ki, hak, hukuk adalet.

Diyor ki, önce aynaya bir bak.

Diyor ki, ben… ben… ben.

Diyor ki, aynen.

Diyor ki, on dönüm bostan.

Diyor ki, gel de yat osman.

Diyor ki… ler… Biter mi?

Bitmiyor!

**

Diyor ki:

Cahildim dünyanın rengine kandım
Hayale aldandım boşuna yandım
Seni ilelebet benimsin sandım
Ölürüm sevdiğim zehirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin

O da diyor ki:

Bana ne yazdan, bahardan
Bana ne borandan, kardan
Bana ne yazdan, bahardan
Bana ne borandan, kardan

Aşağıdan, yukarıdan
Yolun sonu görünüyor
Aşağıdan, yukarıdan
Yolun sonu görünüyor

Geçtim dünya üzerinden
Ömür bir nefes derinden
Bak feleğin çemberinden
Yolun sonu görünüyor

Ezrailin gelir kendi
Ne ağa der, ne efendi
Sayılı günler tükendi
Yolun sonu görünüyor

Bu dünyanın direği yok
Merhameti yüreği yok
Bu dünyanın direği yok
Merhameti yüreği yok

Kılavuzun gereği yok
Yolun sonu görünüyor
Kılavuzun gereği yok
Yolun sonu görünüyor

Peki ya söz sahibi olanlar ne diyor?

Dereler görülmeden paça sıvanmaz.

Deredeki balığa ise hiç tava tutulmaz.