Bakmak ile görmek farklı elbette. Aynen duymak ile dinlemek gibi. Kimi olayları göremeyip dinlemediğimi daha sonraki süreçlerde fark edebildiğimde, inanın içim “cız” ediyor.

İşte bunlardan biri Galileo bilimsel olarak daha kanıtlamadan dünyanın kendi ve güneşi ekseni etrafında döndüğünü Platon’un Üniversitesi’nde ortaya atan Herakliedes’tir.

Bir çok kez duyduğum, özel röportajlarda (Heykeltraş Yaman Civan) anlatılan Herakliedes’i nasıl da anlamamışım.

Of !..

Of ki; ne of!..

Ha denebilir ki “fark etseydin ne değişirdi” diye.

Bu soruya yanıt vermem o kadar çok zor ki.

Tek sözcükle “bilemem” diyebilirim.

 

Kurtuluş Savaşımızın tek deniz şehidi Kdz. Ereğli’de. Alemdar’ın Fransızlar tarafından işgalinde Serdümen Recep Kahya şehit oluyor. 9 Şubat 1921’de meydana gelen olaydan bir gün sonra şehidimize büyük bir tören düzenleniyor. Ereğli ayakta. Herkes yollara dökülüp son şehidimizi hastaneden İskele Camisine kadar omuzlarda getiriyor. İkindi namazının ardından Recep Kahya gömülüyor ama tarihte nereye gömüldüğü yazmıyor.

Bilen de yok!

Bu Ereğli’nin ayıbıdır.

Utancı da olmalıdır.

Bir ayıplı utançta; belediyenin mezarlık kayıtları hiç tutulmamış ta ki, 2013’e kadar.

Mezarını araştırmayı yıllar sonra Recep Çetin’in getirdiği Orhan Gazi kitabını okurken düşünebildim. Ve kentimizin tarihi konusunda bir çok araştırma yapan  Can Canver’in de görüşünü almak istediğimde “Birkaç gün bekle fotoğrafları yeniden inceleyeyim” dedi. Can bey, daha önce bir çok kez incelediği fotoğraflara bu kez ‘fotoğraf okuma sanatı’ ile bakınca buldu Recep Kahya’nın mezarını. Şu anki Murat Taksi’nin üst tarafında Şehitlik var fotoğraflarda. Can Canver tespit edip açıkladı Recep Kahya’nın mezar yerini.

Kdz. Ereğli Tarih Doğa ve Kültürünü Yaşatma Derneği’nde iki dönem başkanlık yapan Can Canver gibi Ereğlililer de olmasa yandık. Ereğli’nin tarihine sahip çıkan herkese selam olsun.

 

Recep Kahya’nın mezarını bulma konusundaki  toplumsal ihmalimiz gibi Herakliedes. 

Unutmuşuz Herakliedes’i.

Kim ilgilenir değil mi?

Oysa Sokrates’in öğrencisi Platon’un kurduğu Akademia Üniversitesi’nde okumuş, öğretim üyesi olduktan sonra Platon’dan sonraki ilk Rektör Herakliedes.

Matematik merakı Astroloji ile bütünleşerek felsefe dünyasında yaşamını harcayan Herakliedes’i çok duyanlardan biriyim.

Ama sadece duydum.

O sözleri dinlemiş olsa idim şimdiye kadar Herakliedes’in tanıtımını kendime görev bilirdim.

Yapmadım.

Suçluyum.

Bu suçluluğun özrü de yok!..

 

Kutsal Kıvrak’ı yaz başında Bozhane’deki bir cenazede görmüştüm. Ereğli Sevdalılarından Kutsal Abi’nin araştırma konusundaki  meraklarını bildiğimden “ne var ne yok” diye yeni bir haberlik konu olup olmadığını sordum.  Kutsal Abi  “Ya Eyüp üzülüyorum. Ereğli’de efsane Herkül ile tanıtıyorlar. Tanıtsınlar gerçekten güzel. Ancak Ereğli’de gerçekten tanıtılması gereken şahsiyet Herakliedes’tir.  Herakliedes efsane olmayıp gerçektir. Ben bu konuda araştırma yapıyorum” dediğince  “Abi ben hazırım hemen yayımlarız” yanıt vermiştim.

Kutsal Abi  Bodrum’da yaşıyor ve kış aylarında Ereğli’ye geliyor. Kutsal Abiyi aylarca bekledim Ereğli’ye dönsün diye. Nihayetinde geldi ve araştırmasını kitap haline getirdiğini söyledi.  Sağ olsun güvendi bana da, el yazmalı tüm çalışmalarını teslim etti.

Sayın Kıvrak’ın çalışmasını okuduğumda utandım kendimden.

Biz Ereğli’yi hiç mi hiç bilmiyoruz.

Herakliedes sadece bir kişi bu konuda.

Ya diğerleri ?

Bir tanesini söyleyeyim sadece: Dünyanın ilk kütüphanesinin de Ereğlili Klarchos’tur.

 

Son yıllarda sürekli Belediyelerin “yerel yönetim” olduğuna vurgu yaparak, her yıl 18 Haziran’da Kurtuluş Gününü kutladığımız Ereğlimizin bir tek halk oyunu olmadığının söylenmesinden dolayı , bu anlamlı günde başka yörelerin halk oyununun sahnelenme  çarpıklığına dikkat çekiyorum.

Varmış efendim varmış Ereğli’nin halk oyunları da varmış.

O da yakında çıkacak ortaya.

Hem de onlarca.

Halk oyunları yok ise Ereğli’nin, en başta belediye ile milli eğitim müdürlüğü suçludur, ayıp etmiştir ve  konuyla ilgili hiçbir çalışma yapmama alışkanlıklarını sürdürmektedirler.

 

Ereğli tarihini her yönüyle kılı kırk yararak araştırmalı.

Tarihçiler ve arkeologlar aracılığı ile bu zengin tarihini gün ışığına çıkarmalıdır. 

O tarihte Ereğli’nin geleceği var.

Sosyo-ekonomik gelişmesi var.

Umudu var…