Daha önce iki kez yayımladığım “GÜLÜÇ 32, KANDİLLİ 33. MAHALLE OLMALIDIR” başlıklı yazımı bugün bir kez daha yayımlıyorum.

Sebep; akla mantığı hiç sığmayan bir açıklama üzerine elbette.

O da şu; Ereğli Belediyesi’nin sınırları içinde bulunan Kdz. Ereğli Devlet Hastanesi’nin acil servis ve çevresinin yol problemini Gülüç Belediyesi’nin çözmeye kalkması. Haberi okuyunca gerçekten de şaşırdım ve şu soruyu sorma gereği duydum:

Etik nedir ne değildir?

Herhangi bir belediye bir başka belediyeden yardım isteyebilir ve bu karşılıklı iletişim ile sağlanır. Öyle de olmalıdır. Ancak habersiz bir başka belediyenin sınırları içine girmek ya da girmeye kalkmak etik değildir, saygısızlıktır.

Anlayamadığım işte budur?

Gülüç Belediye Başkanı Kandillililerin damadı Sevgili Gökhan Demirtaş, nasıl böyle bir siyasi çalım atma numarasına alet oldu, hayretle karşıladım.

Sözü fazla uzatmak istemiyorum. Şu açık ve gerçek ki, yıllardır dile getirdiğim gibi, Gülüç Belediyesi’nin kapatılma kararını uygulamayanlar Ereğli’nin dostu değildir.

Bu mu siyaset?

Yazık!.

*

“GÜLÜÇ 32, KANDİLLİ 33. MAHALLE OLMALIDIR”

1986 yılında dönemin Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Ruhi Cöbekoğlu’nun Ahmet Zeki Atalay’ın Lavuar Yapı Kooperatifine inşaat izin vermemesi nedeniyle “tepki” amaçlı kurulan belediyedir Gülüç. Kandilli (o dönemki kuruluş adı Armutçuk) ve Ormanlı ile birlikte Gülüç’te 7 Haziran 1987 tarihinde yapılan seçim ile belde belediyesi tabelasını asabilmiştir.

Ereğli’nin yüreğinin tam ortasında ayrık otu gibi durup o günden bu güne tüzel kişiliği de devam etmekte olan Gülüç, Ereğli’nin gelişiminin önünde ayak bağı olmaktan öteye hiç gitmemiştir/gitmemektedir.

2005 yılında 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 8. Maddesinde “Belde, köy veya bunların bazı kısımlarının bir başka beldeye katılabilmesi için bu yerlerin meskûn sahalarının katılınacak beldenin meskûn sahasına uzaklığı 5.000 metreden fazla olamaz.” İfadesi ile tüzel kişiliğine son verilip ana büyük belediye Karadeniz Ereğli’ye derhal katılması gereken Gülüç Belediyesi anlamsız bir şekilde varlığını sürdürdü.

Oysa ortada bir de mahkeme kararı var.

Gülüç Belediyesi’nin 5393 sayılı yasa kapsamında, iki belediye arasında 5 kilometreden çok mesafe olmadığı için (arada bir tek Gülüç köprüsü var) kapatılması yönündeki mahkeme kararı da İçişleri Bakanlığı’nda sümen altında tutulmaktadır..

Açıkçası siyaset Ereğli’nin gelişmesinin önündeki bir engeli mahkeme kararını uygulamayarak kaldırmıyor.

Ne için?

Ereğli’nin çevresiyle bir bütün içinde büyüyüp gelişmesi için mi?

Elbette hayır!

Çap meselesi çap!

Yıllar yılları kovalıyor.

Gülüç Belediyesi, Gülüç Köprüsü ile Çengelburnu arasında küçücük bir yer. ANAP iktidarı döneminde, dönemin Gülüç Belediye Başkanı merhum İbrahim Yalçın, iktidara mensup belediye olmanın gücüyle, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı kararı ile çevresindeki köyleri Gülüç’ün mücavir alanına kattı ama, bu haksız ve yanlış girişim Ereğli Belediyesi’nin açtığı dava ile iptal edildi.

Ereğli-Alaplı ilçeleri arasında küçük bir belde belediyesidir Gülüç’ün son sınırı olan Çengelburnu’ndan sonraki ve Alaplı girişindeki Pidos’a kadar olan tüm alan ve köyler Kdz. Ereğli Belediyesi’nindir.

Bir tarafta koskocaman Ereğli Belediyesi, diğer yanda o ilçenin küçücük ve Ereğli’nin bir mahallesi kadar Gülüç Belediyesi’nin olması sizlere de garip gelmiyor mu?

Aziz Nesin’lik olaylar bunlar Aziz Nesin’lik!

Ereğli’yi sevmek, bölmek veya bölünmüşlüğü devam ettirmek midir, yoksa daha güçlü bir Ereğli yaratmak için alınması gereken tüm kararları siyaset üstü bir tutumla alıp ve de ödünsüz uygulamak mıdır ?

Kişiler önemli olmasına önemlidir de, ya toplumsal çıkar?

Önce Ereğli !

Ereğli büyümeli/büyütülmeli!

Ereğli’nin büyümesi sadece Gülüç’ün kapatılması için var olan mahkeme kararını uygulamak da yetmez!

Kandilli’deki Belediye de zaman içinde kapatılmalı ve Kandilli, Kdz. Ereğli Belediyesinin yeni mahallesi yapılmalıdır.

Kandilli ile Ereğli’nin kuşbakışı arasındaki mesafe 5 kilometre yoktur ki! Köseağzı’ndaki derenin bir yakası Ereğli, diğer yakası da Kandilli Belediyesi’ne aittir İki belediyenin birleşmesinin önündeki engel eğer ki; Keşkek Köyü’nün Buruncuk Mahallesi ise o halkımızda ikna edilebilir. Ereğli’nin büyümesi için Buruncuklu’ları plebisite götürmek çok zor olmasa gerek.

Düşünebiliyor musunuz? Ereğli Belediyesi; batı yönünde ağzındaki 'çürük diş' gibi duran Gülüç’ü bağrına basmış, doğusundaki Kandilli’den de öte, hazinenin malı olarak bakir sahil boyu olup bizim el uzatmamızı bekleyen Kireçlik’e kadar tüm sahilleri de elde etmiş olmaz mı?

Kötü mü olur?

Hayal edin/edelim!

Ereğli’ye arsa üretimi sağlar mıyız?

Yeni sosyal alanlar kazandırmaz mıyız?

Olay bu!

Sonuç:

Gülüç Belediyesi derhal kapatılarak Ereğli Belediyesi’nin sınırları içine alınmalıdır.

Kandilli’nin Ereğli’ye bağlanması ile de yaşadığı sosyo-ekonomik ve kültürel çöküşün önüne geçilebilir. Zonguldak Valiliğinin hazırladığı Kandilli ile ilgili projelere Dünya Bankası ve Avrupa Birliğinden kaynak bulunarak, bölgenin turizm merkezi olmasının da önü açılabilir.

Kısacası; Gülüç 32’nci, Kandilli’de 33’ncü mahalle yapılmalıdır.

Büyük düşünenlerin ‘BÜYÜK EREĞLİ’ için ortak akılda buluşmasından kimse kaybetmez!

Herkes kazanır !

İflas eden de “çapsız siyaset” olur.