Nasıl nasıl?
Ucuz ekmek satan fırına ihtar gönderilmiş.
Hemen haberin içine daldım ve bu ihtarı göndereni öğrenmek istedim.
Olay Bursa’da yaşanmış. Ajansın haberine göre; Kazım Balaban’a 250 gram ekmek fiyatına 550 gram ekmek sattığı için haksız rekabet oluşturduğu gerekçesiyle Mustafakemalpaşa Ekmek Üreticileri Derneği tarafından avukat aracılığıyla ucuz ekmek satan fırına ihtar gönderilmiş.
İhtar mektubunda "Fırıncılar Odasının belirlemiş olduğu ekmek fiyatlarının altında özellikle de ekmeğin maliyetlerinin altında satış yaparak müvekkil fırıncı esnafına zarar vermektesiniz. Denetleme raporlarında 2.5 liraya satılması gereken ekmeği 1 liraya, 4 liraya satılması gereken ekmeği 2 liraya sattığınız tespit edilmiştir. Bu eyleminize 1 gün içinde son vermediğiniz takdirde hakkınızda dava açılacağı ve fırıncı esnafının uğramış olduğu tüm zarar tarafınızdan karşılanması için ayrıca dava açılacağını bildiririz" denildi.
Evet evet burası Türkiye!
Sen misin tekelciliğe karşı çıkan.
Sen misin rekabeti tetikleyen.
Sen misin halktan yana olan.
Sen misin sömürü düzeninin tekerine çomak sokan.
Sen misin be hey gafil.
Seni var ya seni!
Durdururlar mahkeme kanalıyla.
Dua et ki, mahkeme evet desin bu ihtara.
Yoksa…!
Vay haline.
Tekelciliğe kafa tutmak neymiş görürsün.
Bundan sonra canın Allah’a emanet.
Bir çekirdeklik halin var.
Geri sayım başladı !
Fırıncı bu ihtar mektubunu alınca dükkanının camına asmaz mı birde!
Altına da, "Halkımıza ucuz ekmek sattığımız için bizi dava etmekte tehdit ediyorlar" notunu da iliştirivermiş.
Yani, halkı sömürenleri halka şikayet etmiş.
Vatandaş isyanda tabi ki.
1 liraya 550 gram ekmek alabilmek için (Bizim bölgede 300 gram 1,5 Lira) kilometrelerce uzaktaki civar köylerden fırına gelen vatandaşlar, ihtar yazısını görünce isyan etmeye başlamışlar.
Yani ortalık gerilmiş de gerilmiş.
Tekelciliğe kafa tutup ucuz etmek satan fırın yetkilisi Mustafa Erarslan olayı ve gelişmeleri şöyle ifade etmiş.
"Bilindiği üzere fırınlar için üretim ve dağıtım maliyetleri geçerli. Üretim maliyetleri un, su ve maya. Dağıtım maliyeti ise araç, personel, bayilere verdiğimiz iskonto ve dolap maliyeti. Biz sadece burada ekmek satıyoruz. Araç maliyetimiz ve personel maliyetimiz olmadığı için, kar marjımızı da düşürerek ucuz ekmek satıyoruz. Bizim sistemimiz bir rol modeldir. Diğer fırıncı esnafı da bu rol modeli örnek alıp aynı şeyi uygularsa daha ucuza ekmek satabilirler. Halkımızdan bize çok destek var. İhtarnameyi de halkımızın görmesi için cama astık.”
Fırıncıya helal olsun.
Olmasına olsun da, bu işin sonu nereye varacak çok merak ediyorum.
Kdz. Ereğli Belediyesi’nin de ekmek fırını vardı. Ruhi Cöbekoğlu’nun Tansa ile beraber kurduğu bu iki hizmet, belediye otobüslerinin de seferden kaldırılması gibi 1994’de ANAP döneminde kapatıldı.
Kim kazandı?
Tekelci anlayış!
Kim kaybetti?
Dar gelirle halk!
Biliniz ki, her kim ki tekelcilikten yanadır, biliniz ki halk düşmanıdır. Halkın iliğine kadar sömürülmesine göz yumarak, hortumlardan biri ile kendi cebine doldurmaktadır.
Bu durumun başka bir izahı yoktur ve olamaz !..