Zonguldaklı Prof. Dr. Mümtaz Soysal Cumhureyet’te yayımlanan “Demiryolu ayıpları” başlıklı son yazısında; Osmanlı borçlarını da üstlenen Genç Cumhuriyet’in  mevcut 4 bin 465 km demiryolunu her yıl 172 km yol yaparak 1950 yılına kadar 9 bin  24 kilometreye ulaştırdığını  vurgularken 1950 sonrasında ise geride kalan 59 yılda 2 bin km’yi bile bulmayan bir yol yapabildiğini ve ülkenin şu anda 11 bin 4 kilometre yola sahip olduğunu anlatıyor.

Toplam 11 bin 4 kilometre demiryolunun ise ne kadarı aktif ve çalışıyor bilmiyoruz.

 

Çünkü….

Ereğli-Armutçuk yolunun durumu ortada.

 

Şimdi Sayın Soysal’ın bu yazısındaki Ereğli ile ilgili bölümü okuyalım:

 

“…..Türkiye, ileri teknolojide üretim yaptığı halde ülkesinin başka yerlerine demiryoluyla bağlı olmayan koskoca Erdemir tesisleriyle, belki de dünyanın tek demir-çelik fabrikasını barındırıyor Karadeniz Ereğli'de. Zonguldak'ın Kozlu'su ile Ereğli'nin Armutçuk'u arasında 30 kilometreden de az tutacak demiryolu bağlantısı hala kurulamadı. Fabrikanın yanı başındaki kömür yalnız deniz yoluyla gelmekte, çelik sanayi ürünleri ülkenin iç yerlerine Düzce karayolu üzerinden kamyonlarla taşınmakta......”.

 

Mümtaz Hoca halen daha Ereğli-Armutçuk demiryolunun işler halde olduğunu ve üzerinde lokomotiflerin çektiği kömür ve yolcu vagonlarının gidip geldiğini sanıyor.

Eski çamlar çoktan bardak oldu.

Demiryolu çürüdü.

Çok noktada demiryolu yolundaki raylar ortada yok.

Lokomotifler tırlara bindirilerek çoktan götürüldü.

Vagonlar da öyle.

Ereğli’deki istasyon merkezinde bir buharlı lokomotif var o da çürümeye terk edildi.

Hurdası da para etmiyor herhalde.

Yani, dünyanın demiryolu ağına bağlı olmayan tek demir ve çelik fabrikasının Kdz. Ereğli’de olma rekoru bize ait.

Fabrikanın bacaları tüttüğü sürece de bu unvan bizim.

Bir mangal rekorumuz var bir de demiryolu ağına bağlı olmama rekorumuz.

Bunlar bize yeter.

 

Ereğli-Armutçuk arasındaki demiryolunun Kozlu’ya bağlanması hayal bile değil.

Hayalden çok ötelerde.

Jues Verne’nin bile düşünemeyeceği kadar ütopya.

 

Ah Hocam ah!

Siz Zonguldak’ı temsil ederken neler neler üretiyordunuz.

TTK’nın kurtulması için bile reçete yazıp hazırlayarak TBMM Başkanlığına “TTK A.Ş’nin kuruluş Kanunu” teklifini verip de özerkleşmenin adımını attınız da, kendilerini işçi temsilcisi ünvanıyla tanıtanlar bile ilgi göstermediler.

Halen daha ta oralardan Ereğli ve Zonguldak’ı yazıyor ve demiryollarının önemine değiniyorsunuz.

Kimse dinlemez hocam.

Şimdi günü kurtarma ve şov zamanı.

Halkı uyutarak gününü gün edenler, bu bölgenin sırtından düşmediği sürece sizin gibi aydın düşünenlerin iz düşümleri bizim önümüzde koşamaz.

Armutçuk demiryolu çürüdü.

İstasyon yıkıldı.

Şimdi de bu arazilerin nasıl “hüp” yapılacağının bilmem kaç numaralı senaryosu yazılıyormuş.

İşte böyle Hocam.

İşte böyle!..

Biz boşuna söylüyoruz 10. Yıl Marşı’ndaki “Demirağlarla ördük ana yurdu” sözlerini.

Bir de canhıraş nasıl bağırıyoruz.

Demir ağlarla ördük ana yurdu.

Yeni modeller ise  “nasıl söktük demir ağları” diye söylüyordur  marşın bu bölümünü.

Ne yapalım..