İnsan kupkuru bir mantıktan ibaret değildir.

 

İnsan daha çok hissi bir yaratıktır.

 

Gururu, nefsi istekleri, peşin hükümleri, doğruluğuna kesin olarak inandığı dogmaları vardır. İnsanlarla ilişkilerimizde asla unutmamamız gereken gerçek budur.

İlişkilerimizde ön yargılı davranmak ne kadarda kolaydır öyle değil mi. Karşımızdakini anlamak yerine kestirip atmak ön yargılarımızla değerlendirmek genel olarak hepimizin yaptığı davranış biçimidir. Karşımızdakini yada kendimizi anlamayı içsel olarak reddederiz hep.Hani büyüklerimiz der ya herkesin eşref saati vardır diye?

İnsani münasebetlerde çok başarılı olan Benjamin Franklin'e başarısının sırrı sorulduğunda bunu şöyle cevaplandırmıştı:

"Her değersiz adam, durmadan tenkit eder. Durmadan şikâyet eder. Durmadan suçlar. Ben hiç kimsenin kusurundan, kötülüğünden bahsetmedim. Herkesin iyi tarafları vardır. Ben hep o iyi tarafları anlattım. Benim başarımın en önemli sırrı budur."

Geçtiğimiz hafta boyunca işlerim sebebiyle İstanbul?daydım. İnsanlar gülmeyi ?pardon? demeyi unutmuşlar sanki. Hep bir karmaşa koşuşturma? Kendimizi bile unutmuşuz bu çarpık sosyo ekonomik yaşamın içinde.

Hep bir suçlu arıyoruz. ?Of şu insanlar? Of şu şehir? Of şu devlet?? Neden kendimiz sevdiklerimiz  için çözüm üretmeye çalışmıyoruz ki.Evet birileri bir şeyler suçlu fakat sürekli suçlayarak elimize geçen ne !? Kocaman bir ?offffffffffff??

Nasıl her insanın kendine has karakteri var şehirlerimizin de öyle.Şehirlerimizi suçluyoruz ama yaşadığımız şehri yaşanılmaz hale getiren bizler değil miyiz?!

Aslında her şey eğitime dayanıyor. Önce ailemizden eğitim alıyoruz sonra kendi öğrendiklerimizle beraber yaşadığımız toplumun değerleriyle birleştiriyoruz ve içinde bulunduğumuz sosyo ekonomik ve kültürel ortama dayalı bir eğitim düzeyi ortaya çıkıyor. En önemlisi bize verilenlerden neleri aldığımız ya da alamadığımız?

Günümüzde birçok şirket toplam kalite sistemiyle çalışıyor. Önce kalite diyorlar. Kalitenin özünde önce insan, insan eğitimi ve insana verilen değer yatıyor.

İşte eğitimde geri kalmış toplumsal değerleri düşük insanlarımız şehirlerimizi yaşanılmaz hale getiriyorlar.

Tabi ekonomik şartların suç oranlarını artırdığını göz ardı etmemek gerekiyor.Çaresizlik insanı hem de iyi eğitimli değerleri yüksek insanı bile suça itebiliyor.

Fakat her şeyin başı sevgi her sevginin başı insan.

 

 

 

Sevgiyle kalın?