Aşk.

O evet o!

Aşk.. aşk…

Üç harfin yan yana gelmesi ile oluşan bir sözcük.

A,

Ş,

Ve

Yani aşk.

Hani o hepimizi coşturan kadar yaralayan aşk.

Delirten.

Yoldan çıkartan.

Manyakça yollara sapıp, kontrolsüzlere suç işlerten aşk.

Aşk.

Hava gibi.

Su gibi.

Toprak gibi.

Zaafların en büyüğü aşk.

 

Aşk bu aşk.

Senin ve senin dışındaki ötekilerin yaşadığı aşk.

Yağmur olup sağanağa dönüşün olay.

Bunca deliliği yol açmasına rağmen de, o kadar da basit yaşanmayacak/yaşanmaması gereken aşk.

Çok dolu her yanı.

Anı.

Anları.

Süreci.

29 harfin sülalesi yan yana gelse içini anlatmaya ne sözler, ne cümleler ne de edebi ifadelerin gerçeğini anlatmada yetersiz kaldığı aşk.

İşte o aşk ve aşklar da bitiyor.

Tükeniyor.

Tüketiliyor.

Çünkü taşıyamıyorlar.

Sömürdükçe de batırıyorlar.

Bak senin ki de bitti.

Bitirdiniz.

O kutsal duygunun derinliğine inemeden kayboldunuz.

Şunu bunu şuçlamayı  bırakın artık.

Bitti…

Bir daha ifade edeyim mi bitti!..

Bitttiiiiiiiiii!..

Yani, ‘tak sepeti koluna’ oldu.

Sepet sepet yumurta ile düzelmez.

Saygı kalmamış.

Sevgi ise çoktan paspas olmuş.

Eeeee o halde.

Attaaaa.

Çevir sayfayı.

Bembeyaz olsun yapraklar.

Kar gibi.

İzsiz.

Uzat şimdi parmağını.

Nokta koy kar beyazlığına.

Ötesi mi?

Geriye dönme.

Asla…

Ceketini giy şimdi.

Bir nefes al.

Ve yola koyul.

Yol mu?

Aşk.

O!..

Aşk…

Seni bekliyorlar.

Kirli olmadan.

Kirletilmeden