Yazının başlığını okuyunca yaşadığımız coğrafyada düşünen, sorgulayan bireyler için en olmayacak şey “iyimserlik” diyebilirsiniz. Haklısınız da doğuda güneydoğuda adı konmamış bir savaş tüm acımasızlığı ile sürerken, yazılısı ile görseli ile medyanın büyük bölümü yaşananları halktan saklamayı, haberleri maniple etmeyi kendilerine görev edinmişlerse, sosyal medyada bilgi kirliliğinden geçilmiyorsa ve bütün bunlara karşı iktidar ve muhalefet başkanlık sistemini tartışmaktan öte halk yararına hiçbir politika üretemiyorsa böyle bir ortamda iyimser olma olanağı kalır mı?
Üç ihtilal, birkaç darbe girişimi dönemlerine tanık olmuşum. Dik durmaya çaba harcarken payıma düşen küçük bedeller de ödemişim. “Küçük” diyorum çünkü bizim kuşağın ve bir sonraki kuşağın gençleri öylesine ağır bedeller ödediler ki onların yaşadıkları yanında söz etmeye bile değmez benimkiler. Kısaca tüm bunlar sizi karamsarlığa iter. Hatta biraz da melankoliye. Şanslıydık öte yandan nice çileler görmüş, haksızlıklara uğramış, işkence tezgahından geçmiş ustalarımız oldu. Anlattılar, “oku” dediler. “Size anlatılanları değil gerçeklere eğil” dediler. Gezegeni aydınlatan olağanüstü yazarlarla, şairlerle, ressamlarla dünyamızı aydınlattılar. Onların “Umutsuz olmak bizlere yakışmaz” sözlerini kulağımıza küpe ettik. Şimdi rahatlıkla bu kirli, kötü ortama karşın iyimser olduğumu söyleyebiliyorum. Geleceğe olan umudumu da asla yitirmiyorum.
Kendisini hiç tanıma olanağım olmadı. Ama en önemli öğreticilerimden biri Nâzım Hikmet oldu. Lise çağlarında şiirlerinden bazıları gizli geçer elimize, arkadaşlarla paylaşırdık. Çünkü 1960 yılına dek kitapları, şiirleri yasaklıydı. Sonraları şiirleri, düz yazıları bizimle oldu hep. Dediğim gibi çok şey öğrendik ondan. Öncelikle de bütün insanlığı kavramayı. İnsanların kardeşliğini. Bu kadar sözden sonra Nâzım Hikmet’in 12 Eylül 1957’de Moskova’da yazdığı “iyimserlik” şiirini sizlerle paylaşarak yazımı sonlamak istiyorum;
Şiirler yazdım,
Basılmaz,
basılacaklar ama.
Bir mektup beklerim müjdeli
belki de öldüğüm gün gelir,
mutlaka gelir ama
Ne devlet ne para
insanın emrinde dünya
belki yüz yıl sonra
olsun
mutlaka bu böyle olcak ama