Edebiyata gönül vermişseniz şiire, şiiri yaratan şairlere kayıtsız değilseniz mutlaka iyi bir okur olarak sizin de yanınızdan, başucunuzdan ayırmadığınız yazarlarınız ve şairleriniz vardır. Metinlerinde, dizelerinde kendinizi bulursunuz. Belleğinize bir oya gibi işlenir onların sözcükleri. Artık hayata daha bir başka gözle bakmanızı sağlar o usta işi sözcükler. Bir şiir tutkunu olduğumu söylemeliyim. Vazgeçemediğim, kimi yazılarımda “has şairlerim” nitelemesini kullandığım şairlerim oldu hep. Metin Eloğlu gibi, Turgut Uyar gibi, Edip Cansever gibi ve elbette her dizesini, her şiirini yeniden yeniden okuduğum, üzerinde düşündüğüm bir şairdi Gülten Akın. Nicedir kötücül hastalığı ile baş etme uğraşı içindeydi. Sonuçta yenilgi kaçınılmaz oldu. Bilge şairimiz de okurlarını öksüz koyarak gidiverdi aramızdan. Sahi ne çok değer yitiriyor toplum. Etrafına ışık saçan iyi, aydınlık insanlar bir bir gidiyor aramızdan. Gülten Akın’ın son kitabı ‘Beni Sorarsa’da (YKY) iki dizelik “Veda” şiiri yalnız okurlara değil bu topraklarda yaşayan bireylere de vasiyetidir sanki:    

Ben yoruldum gidiyorum 
Kendi endişeni kendin seç    

Gülten Akın’ı bir köşe yazısı çerçevesine sığdırmanın ne denli zor olduğunun farkındayım. Yine de onu anmak adına bir şeyler yazmak istedim. 2011’de 23. İstanbul Kitap Fuarı’nın onur konuğuydu Gülten Akın. TÜYAP, şair için bir onur kitabı hazırlattı, bu görevi üstlenen Araştırmacı Yazar Alpay Kabacalı onunla ilgili yazı ve söyleşileri titizlikle seçerek bu kitaba koydu, Gülten Akın’ı anlatan seçkiyi gözden geçirdim bir kez daha. Öncelikle kapaktaki başlık dikkatimi çekti:

“Şiirin Dilin Bilinci” kanımca Gülten Akın’ı tanımlayan en uygun sözcükler. Onur kitabında birbirinden güzel, duyarlı yazılar yer almış.  

Zeynep Oral’ın 1988 yılında Milliyet Sanat için şairle yaptığı söyleşi ayrıca ilgimi çekti. O söyleşide Gülten Akın şimdilerde içinde yaşadığımız zor koşullara karşın sanatçının sorumluluğunu irdeler. Şöyle diyor bilge şair:

“Umudumu hiçbir zaman yitirmedim. Acılarıma yedirmedim. Acı varsa onu duymak başka, acıya yenik düşmek başka. Acıya yenik değiliz. Ne ben ne de şiirim.”

Büyük şairdi. Daha yaşanası bir dünya için dokudu dizelerini. Kadınların, çocukların şairi oldu. Ezilenlerin emekçilerin şairiydi. Doğa sevgisini eksik etmedi şiirlerinde. Halkın ve hakların yanında durdu. Ulusal, uluslararası ödülleri çok ama bencileyin en büyük başarısı yapıtlarının dünyanın birçok ülke diline çevrilmesiydi. Ne mutlu ona. Ve ne mutlu Türkiyeli okurlara ki onu tanıdık, şiirleriyle yoğrulduk, onunla gururlandık. Işıklar içinde ol Şiir Ana.

Yazıyı onun son şiirlerinden biri ile sonlayayım  

“Beni Sorarsan” 
Beni Sorarsan
Kış işte
Kalbin elem günleri geldi
Dünya evlere çekildi, içlere
Sarı yaseminle gül arasında
Dağların mor baharıyla
Sis arasında 
Denizle göl arasında
Yanımda kediler, kuşlar
Fikrimden dolaşıyorum