Bunun adı faşizm değil de nedir???

Vekil çocuğu için suçlu suçsuz polisler sıraya koyun gibi dizdirilip teşhis etmesi istendi.

Diyecek bir şey bulamıyorum.

Ülkede yönetim kim ve kimlerin elinde.

Sınırlarımızda kavga , savaş , sürekli ölüm var.

Jetimiz düştü her kafadan bir ses çıktı tüm dünyaya rezil olduk.

Rezilliğimizi geçin şehitlerimizin ahlarını alıyoruz.Uyuyanlar ve Uyutanlar bu ahların altından kalkabilecek mi?

Sınırlarımızda ki Müslüman ülkelerle kavgalıyız.Hamas'ta yapılan zulüm için çığlık çığlığa bağıran iktidar Suriyede'ki zulme göz yumuyor.

Kamışlı'da olan olaylar ve akabinde BDP'liler ve Diyarbakır Belediye Başkanının yaptığı açıklamalar buz gibi yapıyor insanı.

Devletin belediye başkanı bu şekilde konuşabiliyor ve yapılan bir şey yok…Vekillerde aynı şekilde.

Karşılığında ise Apo'nun yatlarda gezdiği iddaedilirken,gazetecilerimiz,paşalarımız hala suçları kanıtlanmadığı halde gözaltında tutularak asimilize edilmeye çalışılıyor.

Aklıma birden Atatürk'ün gençliğe hitabede belirttiği şu sözler aklıma geliyor:

Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler.

İtibarsızlaştırılan ordu,kimliksizleştirilmeye çalışılan kadınlar,şekilcilikle yaratılan din olgusu….

Felaketler zinciri gibi…

İktidarını her türlü hukuksuzluk ve adil olmayan şartlarda yaşayan bir yönetim…

Kime ne desek faydası yok çünkü ortada hakkımızı savunduracak bir hukuk ve yargı sistemi de yok…

Ülkemizin milli birlik ve ulusal bütünlüğü için endişe ediyorum ve endişelerimde de yersiz olmadığımı biliyorum.

Gün olur devran döner diye umut etmekten başka bir çare yok gibi görünüyor…

Çünkü güzel halkım uyuyor