Yazar, düşünür Montaigne’ i batı toplumuna özgür düşünceyi getiren adam olarak tanımlar Sabahattin Eyüboğlu.1533-1592 tarihleri arasında yaşamış ünlü Fransız filozof. 20 yılını denemelerini yazmaya adamış. Yapıtları o tarihten beri hemen tüm dillere çevrildi ve çok satılan düşün kitaplarının arasında yer aldı. Yazınımızın değerli ustalarından Sabahattin Eyüboğlu büyük emek harcayarak Montaigne kitaplarının çoğunu dilimize kazandırdı. Cem Yayınevince ilk baskısı 1940’da gerçekleştirilen “Montaigne Denemeleri” genişletilmiş baskıları ile sürdü. Elimdeki cilt 30. baskısı kitabın ve Sabahattin Eyüboğlu’nun 1970 tarihli ön sözünü taşıyor. Burada Sabahattin Eyüboğlu için de bir parantez açmak gerekiyor. Yazınımıza kendi yapıtlarının yanı sıra ve çevirileri ile de önemli katkılarda bulunan Sabahattin Eyüboğlu’ da kitap düşmanı cuntaların hışmına uğrayan yüz akı insanlarımızdan.12 Mart Darbesi Sabahattin Eyüboğlu’nu, Azra Erhat’ı, Vedat Günyol’u komik iddianamelerle yargıladı ve cezaevine koydu. Çağdaş demokrasiyle yönetilen her hangi bir ülkede geçseydi yaşamları dünya kültürüne yaptıkları katkılar nedeniyle takdir görür, ödüllendirilirlerdi. Yazık ki yazık…

        Montaigne Denemeleri sık başvurduğum başucu kitaplarımdandır. Yazıya

oturmadan önce göz attım bir çoğuna. Düşündüm sonra yazacağım metne uygun bir                         alıntı seçsem bu büyük filozoftan, kimi savcılar adamın 16.yüzyılda yaşadığını görmezden gelip dava açar mı açarlar. Ne yapalım biz inandıklarımızı yazmayı sürdüreceğiz. Devletimiz de yıllardır alışageldiği üzre kendilerine uygun gelmeyen her aykırı düşünceyi yasaklamayı, cezalandırmayı sürdürecek. Elbette iktidarları ve onlara biat etmiş memurları da.

Geçici hükümetin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’la basın sorunları üzerine pek çok kez bir araya gelmişizdir. zarif bir insan, iyi bir hukukçudur. Âmâ ah şu siyaset! Başka bir deyişle bizim ülkenin görüşleri, inançları sıkça değişiveren siyasetçileri. 2.Meşrutiyetten sonra sansürün ilk kez kaldırılışının 107. yıldönümünde üstadın yaptığı açıklamayı görünce çok şaşırdım. Arınç adına da üzüldüm, Evrensel ve Özgür Gündem gazetelerini terör yatakçılığı ile suçluyor. Yani hedefe koyuyor. Partilerinin sosyal medyada muhalif kimliklere nefret kusan, tehditler savuran gençlerine al size yeni bir hedef diyor. Bunu yanaşma medyada yapanlar vardı ama doğrusu bir Başbakan Yardımcısından hele de Arınç’tan pek de beklenmeyen bir davranış. On yıldır Evrensel ’de köşe yazıyorum. Bugüne dek orada çalışan basın emekçilerine, gazeteyi yönetenlere terörist denildiğine hiç tanık olmamıştım. Bu da oldu. Zaten muhalif görüşlü, haberinin yazısının arkasında duran, halkın haber alma gerçekleri öğrenme hakkı için dayak yiyen, yaralanan, ölümü göze alan gazetecilerin tümü sizin için düşman. Tümü birer makul şüpheli. Ama unutmayın biz inadına gazetecilik diyoruz. Gücümüz yetene dek de dürüst gazeteciliğin örneği olmayı sürdüreceğiz.

 

     Montaigne denemelerinde aykırı düşünceleri bir kalemde düşman belleyenlere çatar. Peşin ve kesin yargılara karşı düşüncelerini aktarır okura. Yazarın “Peşin ve Kesin Yargılara Karşı” denemesinden bir bölümü okurla paylaşmak isterim:

 

     “Ben ağır anlayışlı, biraz da elle tutulur, olağan şeylerden yanayımdır; onun için eskilerin şu dedikleri de bana dokunmaz; insanlar anlamadıklarına daha çok inanırlar.

 

İnsan Kafası öyledir ki kendisine karanlık gelene daha kolay inanır. (Tacitus)

 

Biliyorum kızıyorlar bana; şüphe etmemi yasaklıyor, şüphe edersem ağır küfürler savuruyorlar. İnandırmanın yeni bir yolu da bu. Ama, Tanrıya şükür, benim inancım yumrukla değiştirilecek cinsten değildir. Görüşlerini yanlış olmakla suçlayanlara çatsınlar. Ben görüşlerini sadece anlaşılması zor ve cüretli olmakla suçluyorum. Karşı görüşü ise, onlar kadar azgınlığa varmadan ben de tutmuyorum. 

 

Olabilir desinler, ama olur demesinler. (Cicero)

 

Düşüncelerini kafa tutarak, buyruklar vererek ortaya koyanlar akıldan yana güçsüz olduklarını belli ediyorlar.