Günümüz İş Dünyasında gerek kamu personeli, gerekse işçi statüsünde çalışanların Mobbing ile karşı karşıya kaldıkları ve birçok yönden mağduriyet yaşadıkları tartışılmasız gerçektir.İşçi ve işverenlerin iş sözleşmelerini bildirimsiz derhal fesih hakkını öngören İş Yasalarında ve diğer Yasal düzenlemelerde açıkça hükme bağlanmayan Mobbing, Psikolojik Taciz olarak karşımıza çıkmaktadır. Konuyla ilgili yapmaya çalıştığım birçok araştırmadan yola çıkarak Mobbingin, çalışma yaşamında karşılaşılan etkin mağduriyetlerin bilinmeyen yönlerini gördüm.Bu nedenle konuyla ilgili Dünyadan,Ülkemiz ve Bölgemiz maden işçileriyle ilgili çalışma ve araştırmalardan örnekler sunmak istedim.
Latincede Kararsız Kalabalık anlamına gelen terim, Mobile Vulgus sözcüklerinden oluşmuştur.Türkçe de de İngilizceden çevirisi yapılmadığından, Mobbing sözcüğü aynen kullanılmaktadır.
Uluslar arası kabul görmüş adıyla Mobbing ya da Zorbalık, sinsi bir olgu ve grupça uygulanan şiddet olarak da tanımlanabilmektedir.Çoğunlukla işyerlerinde bir kişinin, bir grubun bir çalışan üzerinde uzun bir süre sistematik bir baskı uygulamalarıdır.Duygusal saldırıdır.Bir kimseyi bunaltmak ve taciz etmektir.İşverenin ya da bir işçinin başka bir işçi üstünde ima, alay ve karşısındakinin toplumsal itibarını düşürme gibi saldırgan ortam yaratarak, onu işten veya çalışma ortamından uzaklaştırmaya çalışmasıdır.
Psikoloji,psikiyatr gibi çağdaş bilim dallarının tarihi çok yeni olup bunun bir dalı olan Endüstriyel ve Organizasyonel Psikoloji daha da yeni bir bilim dalı olduğunu görüyoruz.ABDlerinde 20.yüzyılın başlarında Birinci Dünya Savaşı Döneminde çalışanların üzerinde psikolojik yöntemler uygulanması gerekliliğini ortaya atan Psikolog MUENSTERBER ile SCOTTdur.Bu yoldaki çalışmaların, Savaş nedeniyle önleneceği görüşü yaygınlaşmıştı.Ancak savaşın başlamasıyla bu görüş tam tersine çalışmaya başlamış.Askere çağrılan milyonlarca gencin nasıl kullanılacağı sorusunu yanıtlamaya çalışılmış.Amerikan Ordusu, Amerikan Psikoloji Derneğini göreve çağırmış.Psikologlardan güç işleri yapacaklar ile yapamayacaklar arasında ayrım yapmaları istenilmiş.Bilim adamları ellerinde o günkü tarih için ellerinde bulunan BİNETin Zeka Testini kullanmışlar.Bu testi geliştirerek bir defada birden çok adaya uygulanacak biçimde değiştirmişler.Bu yönteme ARMY ALPHA adı konulmuş.Bu uygulama savaştan sonra da ABD Endüstri alnında da örnek alındığı ve başarılı olduğu istatistikler göstermektedir.
ABD de Psikolog Michael H. HARRİSON un 9000 kamu çalışan üzerinde yaptığı çalışmada da kadın çalışanların yüzde
Dünyada ilk olarak İsveçteki çalışmaları sırasında işyerlerinde Mobbingi belirleyen Endüstriyel Psiko-Bilimci ve Psikiyatrist Dr. Heinz LEYMANN, 80li yıllarında Almanyada çalışmalarını kamunun dikkatine sunmuş ve konunun önemini belirtmiştir.LEYMANNa göre Psikolojik baskı şiddet, taciz, sıkıntı özellikle hiyerarşik bir yapılaşmanın olduğu gruplarda,denetimin zayıf olduğu işyerlerinde güçlünün, altta kalanlara psikolojik yollardan baskı yapmasıdır.
Ülkemizde de son yıllarda konunun önemi gündeme taşındı.Buna ilişkin Dernekler kuruldu.Geçtiğimiz yıl Mobbing ile Mücadele Derneği Türkiyenin kamu kurumları, özel sektör ve Üniversite yelpazesinde yaşanan psikolojik baskının sonuçlarını açıkladı.Dernek,Dünyada çalışma hayatında psikolojik baskının önemli sorun olarak kabul edildiğinin altını çizdi.İşyerlerinde çalışanlara uygulanan ağır ve tahrik edici saldırıları ifade etmek için Psikolojik Taciz ifadesinin çok basit olduğu, bir basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı.Dernek verilerine göre Türkiyede çalışanların yüzde 40ı mobbinge uğruyor.Kadınların yüzde 58i,erkeklerin yüzde 42si mobbing mağduru olduğu görülüyor.Yine Dernek verilerine göre Türkiyenin her köşesinden, binlerce mağdur başvurusu alındığı açıklanıyor.Cinayet ve şiddetin hedefi kadınların, çalışma yaşamlarında da Mobbing mağduru sıralamasında önde gittiği sayısal verilerden anlaşılıyor.
Psikolog Dr. Işın AKI,işyerlerindeki zorbalığı incelemiş ve Ülkemizdeki tacize uğrayanların Dünya Ülkelerine oranla çok daha fazla olduğunu sindirme, yıldırma, yanıltma ve aşağılama yoluyla kişiyi işten çıkarmaya zorlama yöntemi olarak benimsendiğini tespit etmiştir. Yine bir tespitine göre İsveçte intiharların yüzde
Şimdi Zonguldak ve yakın illerde oturanların belleklerde yaşayan ışıklar içinde yatsın Psikiyatr Dr.Arslan EBİRİnin Zonguldak Maden İşçisi ile ilgili TTK Genel Müdürlüğünde yaptığı çalışmalar ve sonuçlarını özetle aktarmak istiyorum.
İş kazasına uğrama veya iş kazasına neden olma durumunda stresin, başka anlatımla baskının önemli olduğunu,Zonguldak ve maden işyerlerinde çalışmak için başka illerden gelen işçilerin yaşama bakışlarını EBİRİ aşağıdaki gibi belirtiyor.
Zonguldak köylerinde doğan çocukların yazgılarında genellikle birbirine benzerlik bulunmaktadır.
Şöyle ki;
*Doğum kontrolü,nüfus planlaması üzerinde hiçbir şey bilmeyen ya da bunu günah sayan,ya da daha çok maden işçisi daha çok gelir amacıyla çocuk yapan çok çocuklu bir ana babanın çocuğu olarak doğar.
*Dede-babaanne,amca-karısı-çocukları,ağabey-karısı-çocukları ile dolu kalabalık bir ortamda anne-baba ve kardeşleri ile evin bir odasında yatıp kalkarak 0-6 yaş,oral,anal ve fallik dönemlerini geçirir.
*Bu evde hiç de seyrek olmayan gelin-kaynana,büyük elti-küçük elti,anne-baba kavgalarına yakından tanık olarak psiko-seksüel gelişme dönemlerinde küçük depresyonlar yaşar.
*Genellikle yine bu yaşlarda ya evinde,ya yakın komşusunda ya da köy içinde olanca acı tablolarıyla yaşanan bir göçükte,grizu patlaması sonucu ölüm ya da ağır sakatlanmanın izlerini belleğine yerleştirir.
*Evin madende çalışan erkeklerinin getirdikleri para,bölündüğünde onun basit isteklerini bile yerine getirmeye yetmez.
*Köyde ilkokul var ise yüzeysel,kalıcı olmayan ve geleceği yönlenmemiş bir öğrenim görür,Çünkü gelecek madendir.
*İlkokul çağında ve hemen ilk okuldan çıkınca bir-iki yıl süre ile yoğun,korku eşliğinde verilen ve tüm yaz tatili boyunca süren bir kuran kursu-dinsel öğretim alır.
*12-13 yaşlarından başlayarak evlenmesi gündeme gelir.Evlenince eve,tarla işlerinde ve hayvan bakımında iş yapacak bir kız gelecektir.
*14-17 yaşları arasında genellikle kendinden 2-5 yaş büyük bir kızla ailenin tüm birikmiş varlığı verilerek evlendirilir.
*Artık evli olduğu için bir işe girme gündeme gelmiştir.Ancak meslek seçimi hakkı yoktur.İlgi alanları emosyonel durumu bilgi ve becerisi ne olursa olsun kesin olarakkömür ile ilgili bir iş yapacaktır.
*Ama öyle hemen iş bulunması olası değildir.Çoğu kez yıllar süren uzun bir bekleme sık sık kendi çapında girişimlerle sürer gider.
*Bu arada birbiri arkasına çocukları olmaya başlamıştır.Askerlik görevi gelir.Köy dışındaki Dünyayı bu nedenle tanımaya başlar.Maden işçiliğinden başka meslekler olduğunu görür.Ama bunlar kendi deyimiyle yazgısını değiştirmez.
*Her köyde yabancı ülkelerde çalışan dost akrabalar vardır.Bunlar yazın arabaları,değişik giyimleri,tavırları değişik eş ve çocuklarıyla köye izine gelirler.Kendisinin işe girince eline geçecek olan paranın 10-15 katından sözederler.
*Sonunda genellikle 25-30 yaş döneminde işe girer.
*Aldığı ilk maaşının oldukça az olduğunu görür.Ama başka seçeneği yoktur.Kalabalık ailenin en büyük erkeğine babaya ya da büyükbabaya maaşının tamamını verir.Bütçeye katkısı başlar.
*Kendi erkek çocukları da bu çarkın içine yavaş yavaş girmeye başlamışlardır.
*Köyü ile işyeri arasında servis otobüsleriyle ya da Trenle günde iki kez yaklaşık bir buçuk iki buçuk saat süren gidiş gelişler sürmekte işçinin evinde eşinin ve çocuklarının yanında kalma süresi uyku dahil 10 saati geçmemektedir.
Bir senaryo olarak 1989 yılında yapılan bir incelemesi sonucunu Dr.Arslan EBİRİ özetle,İş Kazalarının, Meslek Hastalıklarının ve süregelen bedensel ve ruhsal hastalıkların oluşmasında insanın karşılaştığı stresli ortamlarla baş edebilmek için yönetici kadrosunun eğitim almasının gerekliliğini ileri sürüyor.Endüstriyel ve Organizasyonel Psikoloji bilincinin yerleştirilmesinin ilk adım olacağını savunuyor.İş Çeşitlerinin özelliklerinin saptanmasını iyi bilen,işyerlerinde İnsanı psikolojik yöntemlerle değerlendirebilen yetişkin uzman psikologların istihdam edilmesini,çalışanların yıllık periyodik muayenelerinin yanı sıra psikiyatrik muayenelerinin de yapılması,İşçi, işveren, sendika üçgeninde çalışanların severek çalışacağı iş ortamlarının yaratılması,İşyeri hekimlerinin salt hasta muayene eden ya da acil yardımda bulunan olmaktan çıkarılarak işyeri koşullarını en az çalışan kadar bilmesinin sağlanması ve işyeri hekimliğinin bir Bakanlık bünyesinde sisteme bağlanması gerektiğini belirtiyor.Bir Mobbing tanımı içine sığdırabileceğimiz bundan 23 yıl önceki çalışmayı Dr.Arslan EBİRİyi saygıyla anarak, sunmaya çalıştım.
Araştırmalar mobbing mağdurlarının çoğunun otuzlu yaşlarda,iyi eğitimli,yüksek lisanslı veya doktora yapmış olanlar üzerinde uygulandığını gösteriyor.Veriler gelecek vaat eden personel, rakipleri ve üst yönetimler için bir tehdit ve saf dışı bırakılması gereken biri olarak görüldüğünde baskının başladığını göstermektedir.Mobbing mağdurları işlerini seven,yaptıkları işle bütünleşen kişilerdir.Genelde yeteneksiz, torpilli üst yönetim kadrosu tarafından uygulandığı,yapılan işlerin sürekli eleştirilmesi,kişinin yok sayılması,dini ve siyasi görüşlerinin alay edilmesi.Özürlülük durumlarının taklit edilmesi,asılsız söylentiler,iş ortamında itibarının sarsılması için verilen işlerin geri alınması,psikolojik ve fiziksel olarak ağır işlerde çalıştırılması Mobbing örnekleridir.
Mobbing dün olduğu gibi, bugünde, daha sonra da var olacaktır.Bu bakımdan konunun daha ileri boyutlarda gelişmesini önlemek adına yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmesi gerekmektedir.Bugün Konuyu Hukuki açıdan hangi yasal düzenlemeye oturtabiliriz? Sorusu akla geliyor.Tüm yasal düzenlemeler gözden geçirildiğinde başta Anayasa olmak üzere T.Ceza Yasası,Borçlar Kanunu,657 sayılı Devlet Memurları Yasası ve İş Yasalarında Mobbing sözcüğü geçmese de çalışanları psikolojik baskıya karşı koruyan hükümlerin öngörüldüğü görülmektedir.Ancak tüm unsurları öngören bir düzenleme bulunmamaktadır.Mobbing iddia edence ispatlanması gerekmektedir.Ayrıca dava açmak için zaman aşımı sürelerine dikkat edilmelidir.
Yine geçen yıl Psikolojik Taciz olaylarının artışı, dikkat çeker sayılara ulaşması Kamu Kuruluşları ve işyerlerini de bağlayıcı Başbakanlıkça 19.03.2011 tarih ve 27879 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Genelgenin düzenlenmesine neden oldu.Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında ALO 170 Mobbing hattı kuruldu.Sayın Bakan 08.04.2012 tarihi itibariyle bir açıklamasında , Alo 170e 2.280 ihbarın geldiğini açıkladı.
Mobbing tüm Dünya devletlerinde İnsanlık Suçu olarak kabul edilmiştir.Dünyada ilk İsveçte 1993 yılında İşyerinde Kişilerin Mağdur Edilmesi adlı kanun çıkarılmıştır.Daha sonra Almanya,Fransa ve Belçikada yasalar düzenlenmiş ve Mobbing mağdurlarına erken emeklilik hakkı tanınmıştır.Milyonlarca insanın Mobbinge uğradığı yolunda açılmış dava ve ağır para cezaları ile sonuçlanan yargı kararları bulunmaktadır.Bizde de son yıllarda mobbing içerikli Hukuk ve İdari davalar açılmıştır. Sakarya 1.İdare Mahkemesinin 23.01.2012 tarih ve 2010/ 474 E.ve 2011/187 Sayılı Kararında ..Davalı İdarenin disiplin cezaları ve geçici görevlendirmeleri ile davacının kişilik haklarının ve manevi bütünlüğünü zarara uğrattığı sonucuna varıldığından davalı idare tarafından davacıya taktiren 5.000 Tl manevi tazminat ödenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır hükmolunmuştur.Böylece açık bir şekilde Mobbing uygulamasına Örnek bir KARARa varılmıştır.
Ülkemizde siyasiler arasında da söz edilmeye başlayan Mobbing,çok sık görülen,yeterince bilinmeyen bir toplumsal olaydır. Konu ile ilgili açık, yorumu gerektirmeyen yasal düzenlemelerin yapılması,Yöneticilerin işyerinin verimliliği ve üretim artışı ile ilgili başarısı kadar,işyerinde çalışanlarının uyumundan,sağlığından, iş güvenliğinden, çalışanlar arasındaki iş ilişkilerinden de sorumlu olduklarının bilinci içinde olmaları gerekmektedir.
Sevgiyle, Sağlıklı Kalınız.