Düşünüyorum da tek parti döneminden günümüze yurttaşlarının bütününü kucaklayan bir devlet erkine sahip olamadık. Sonuncusu dahil hemen her iktidar toplumda bireyleri bölerek yönetmeye çalıştı. İçte ve dışta yönetimler ne zaman teklemeye başlasalar fatura hep emekçilere, solculara çıkarıldı. Siyaset söylemi nefret içeriyor. Şovenizm milliyetçilik, ırkçılık yurtseverlik zannediliyor. Din bağnazlığına, kadınlara, eşcinsellere, azınlıklara şiddet, tehdit uygulayanlara hoş görü gösteren bir adalet ve kolluk anlayışımız var. Ne Madımak cinayetlerini ne de öteki toplu katliamları unutturmaya çalışan sermaye yoğun medyamızı, her dönemde kendilerine iktidar yandaşlığından çıkar sağlayan gazetecilerimizi de göz ardı etmeyelim. Onlarla ilgili tarihe not düşmekten de geri kalmayalım. Madımak’ta yitirdiğimiz 37 canı sevgiyle, özlemle anıyoruz. Işıklar içinde olsunlar.
2 Temmuz da Sivas’ta yitirdiğimiz canlardan biriydi Behçet Aysan. 44 yaşındaydı cani grupların yaktığı Madımak’ta can verdiğinde. Behçet Aysan’ın bir şiiri ile sonlamak istiyorum tatsız yazıyı.
2 Temmuz da Sivas’ta yitirdiğimiz canlardan biriydi Behçet Aysan. 44 yaşındaydı cani grupların yaktığı Madımak’ta can verdiğinde. Behçet Aysan’ın bir şiiri ile sonlamak istiyorum tatsız yazıyı.
Kuşlar da Gitti
yalnızlık senin o konuşkan kuşun
hani hep duvarlara anlattığın
hapislerden kalma sürgünlerden
yalnızlık senin o konuşkan kuşun
hani hep duvarlara anlattığın
hapislerden kalma sürgünlerden
yalnızlık senin o konuşkan kuşun
bulutlar taşıdığın yakut sürahide
begonyalar büyüten eski alışkanlık
yalnızlık senin o konuşkan kuşun
kaç kapıdan geçmiş, kaç kilitten
bulutlar taşıdığın yakut sürahide
begonyalar büyüten eski alışkanlık
yalnızlık senin o konuşkan kuşun
kaç kapıdan geçmiş, kaç kilitten
yaralı, dili lal, kanadı kırık
vurulmuş başında bir yokuşun
vurulmuş başında bir yokuşun