Adana’nın Aladağ ilçesinde Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Orta öğretim Kız Öğrenci Yurdu’nda 29 Kasım 2016 günü çıkan yangında yaşları 10-14 arasında değişen 11 kız öğrenci ve bir eğitmen olmak üzere 12 kişi yanarak öldüler.
Hemen sonra…
Aladağ Cumhuriyet Başsavcılığının yangınla ilgili ön bilirkişi raporuna göre, ölenlerin yangın merdiveni kapısının PVC olması, kolu olmadığı için dışarıya çıkamamaları nedeniyle yaşamlarını yitirdikleri görüşünde… Bina “şartnamelere” uygun yapılmamış. Yangın elektrik panosundan çıkmış. Şartellerin eskimesinden veya özelliğini kaybetmesinden kaynaklı ark oluşması ve alev almasından çıkmış olabilir…
Soruşturma açılıyor. Taksirle ölüme sebebiyet vermekten 14 kişi gözaltına alınıyor!
Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleşmesidir. Kişinin suçun kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır.
Taksir; failin öngörülebilir bir sonucu öngörmemesi… Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen sonucu öngörülmeyerek gerçekleştirilmesi demektir (TCK. Madde 22/2).
Hemen Aladağ Sulh Ceza Hâkimliği 2016/150 D.İş sayılı 30.11.2016 tarihli kararı ile yayın yasağı konuldu. Hâkimlik “…meydana gelen yangın ve taksirle ölüm olayına ilişkin olarak bazı basın yayın organlarında yanlış bilgiler verildiği, ölenlerin kimliklerinin yanlış söylendiği, söz konusu yayınların gerek ilçe genelinde ve gerekse yurt çapında huzur ve güven ortamı ile kamu düzenini bozucu eylem ve davranışlara dönüşebileceği ve yürütülen soruşturmanın akamete uğratılmasına sebebiyet verebileceği değerlendirilmekle,” yayınlar soruşturma tamamlanıncaya kadar “tüm yazılı ve görsel basınla internet ortamında” yasaklandı. Basın Kanunun “basın özgürlüğü” başlıklı 3. maddesine dayanarak basın özgürlüğü sınırlandırıldı.
Üzerinden oniki saat bile geçmedi, yayın yasağının kaldırıldığı haberi geldi.
Milletvekili Barış Yarkardaş’ın itirazı üzerine Kozan Sulh Ceza Hâkimliği 30.11.2016 tarihli 2016/1423 D.İş sayılı kararı ile yayın yasağını kaldırdı. Gerekçesine göre “ …olayın üzerinden geçen süre, suçüstü delil toplama ve olay mağdurlarına ulaşılmasının büyük oranda tamamlanması, ayrıca olayın bir noktada olup farklı mecralara yansımaması ve kontrol altına alınmış olması, basın hürriyeti ile düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin anayasal güvenceye altına alınması, kamu hizmeti yapan basın organlarının haber verme ve vatandaşların haber alma hürriyetlerinin kısıtlanmasını gerektirebilecek ortada somut bir tespit ve durumun kalmayışı, bu cümleden olarak ortada kayıp ve halen aranmakta olan bir kişinin olmaması, vatandaşın temel hak ve özgürlük kapsamında kalan basın hürriyetinden yoksun bırakılması ile ilgili olarak somut olayda yayın yasağı kararı verilmesinin ölçülü olmayışı, verilen yayın yasağı kararının bu aşamadan sonra amacının ortadan kalkmış olması nazara alınarak…” yayın yasağı kaldırıldı.
30.11.2016 günü yangın nedeniyle ölen çocuklara ait yanlış bilgiler verilmesi, yurt çapında huzur ve güven ortamı sağlamak, soruşturmanın akamete uğramasını önlemek gibi gerekçelerle yayın yasağı konulmuştu. Aynı günlü kararla kaldırıldı. 24 saat dolmadı ama gerekçede “geçen süre” dikkate alındı. Yine yanan çocuklardan geriye tanınmayacak şekilde kalan cesetlere, yani olay mağdurlarına ulaşılmasının büyük oranda tamamlanması gerekçesiyle ve artık “ortada kayıp ve halen aranmakta olan bir kişinin olmaması” nedeniyle yayın yasağı kalktı. Ve ne anlama geliyorsa “olayın bir noktada olup farklı mecralara yansımaması ve kontrol altına alınmış olması” ve amacının ortadan kalkmış olması nedeniyle… En nihayet vatandaşların haber alma hürriyetlerinin kısıtlanmaması… Gibi gibi gerekçelerle yayın yasağı kaldırıldı. Böylece mesai saatleri içinde ve en kısa sürede; yayın yasağının kaldırılmasına dair karar verilmiş oldu.
29 Kasım 2016 tarihindeki yangın olayı 30.11.2016 tarihinde gazetelerde ve medyada haber oldu. 30.11.2016 tarihinde olup bitenlerle ilgili haberler ise 1 Aralık 2016 günü yayımlanacaktı. Dolayısıyla dünkü olaylar için 30.11.2016 tarihinde konulan yayın yasağının aynı gün kaldırılmış olmasıyla yasağın hiçbir önemi ve kıymeti kalmamış oldu…
Yayın yasağı kararı ve kaldırılması kararları kanuna ve amacına uygun! Yayın yasağı kararı ver, sonra en kısa sürede yayın yasağını kaldır… Gel de yargının işine ve karar verenlerin kararlarına akıl sır erdir.
Yayın yasağından sonra neler dediler?
Devlet yöneticilerinden birine göre bu Yurtta “Bir yıl önce denetim yapılmış. Sıkıntı yok. Altı ay sonra da yapılmış. Orada da sıkıntı yok. Gereken dersi çıkaracağız…” İleri gelenlerin hepsi, “ders çıkaracağız” dediler. Yeni facialara karşı her türlü tedbirin alınacağını söylediler. Hatta “en ufak bir ihmal varsa sonuna kadar titizlikle araştırılacak. İhmali olanlar sonuna kadar cezasını çekecek” bile dediler!
Cezaların tümünü alın başınıza çalın, sizin olsun.
İsterseniz dünyanın kanunlarını, kararlarını alt alta sıralayın, bunlarda sizin olsun.
Konuşun; isterseniz Meclis kürsüsünden, isterseniz olay yerinden…
Demeçler verin, haber olun. Nutuklar atın, yüksek sesle atıp tutun hatta! Çocukların ailelerini ziyaret ettiğinizde siyaset yapın, politikalarınıza politikalar katın... Yeni facialar olmasın diye dersler çıkarın, iyi edersiniz. Suç faillerine isterseniz en ağır cezaları verin! Bundan sonra artık canınız ne isterse yapın, ya da yapmayın…
Çocuklar yandı, bitti kül oldu. Kemikleri bile kalmadı ve geriye sadece külleri kaldı belki de! Küçük tabutlarında, yanmış ve tanınmayacak şahsiyetleriyle ailelerine verildiler.
Artık çocukları ölen, çocukları öldürülen bir ülkenin zamanlarında kaybolacaklar…
Mekânları belli, hiç değişmeyecek. Küçükler; küçük mezarlarında yatıyorlar…
Oyun oynayamaz, okula gidemez, şeker bile yiyemezler artık. Kâat gibi yandılar…
Nazım Hikmet’in “Kız Çocuğu” şiirindeki çocuklar oldular…
“Kapıları çalan benim / kapıları birer birer. / Gözünüze görünemem / göze görünmez ölüler.”
Bir gün kapınız çalındığında, açarsanız ve kapıda kimseyi göremezseniz, şaşırmayın!
Çocuklar sadece Hiroşima’da ölmez, öldürülmez, unutmayın.