İlk ateşi nerede yaktın.
Yani ne yaptın da o elektriği verdin.
Nasıl bir yol ve yöntem ki, karşındakinin nefesini kesip de hülyaların içine daldırıp daldırıp çıkartarak sersemlettin.
Bu nasıl iş?
İnanılır gibi değil.
Aşk bunun adı aşk.
Görüyor ve izliyorum ki, size aba yakılmış.
Hem de ne harlı ateşle.
Yılların getirdiği bıkkınlık ile körelmeye yüz tutmuş o yüreği cayır cayır yakıp da zıvanadan çıkarttığına göre korkulur sizden.
Yani!
Bilmesek neyse de, inan ki o ateş bizi de sarıp sarmalayıverdikten sonra, dost yarenliklerinde kim bu? dedirtmeye başladı.
Görmesem ve bilmesem de merak ediyorum.
Bu aşkın fitilini ateşleyen kim?
Ne gibi hünerleri var?
Göz mü attı?
Sesi mi buğulu?
Yoksa şiir mi çok seviyor?
Edebiyat ve fıkralar haznesi mi zengin?
Sempatikliği nereden geliyor?
Merak dedim ya.
Ama milyonlarca kez teşekkürler sana.
Bizimkini ayarttın.
Uyandırdın.
Yeniden sevgi denizine kulaç attırmayı başardın.
Helal valla.
Helal ki ne helal.
Kaymaklısından helal.
Ballısından helal.
Dostça helal.
Bakıyorum da, aşk denilen hüner ne de etkili bişeymiş.
Şimdi mesaj atıyor.
İkide bir telefona bakıyor.
Bazen de dalıveriyor ansızın.
Nerededir aklı?
Kiminledir?
Neyi arzular ve ister?
Nakaratında ne vardır?
Yeniden Görecek günler var daha der mi?
Tutunur mu yaşamın bacağından.
Sevgi tıktıklarına dolanır mı?
İster mi?
Görüyorum ki ister.
Çünkü o yeniden doğdu.
Kaderinin oyununda kalem ve kağıt onda artık.
Yönlendiren ve yöneten insiyatifine kavuştu nihayet.
Biliyorum ki dertleri aşk ve sevda.
Tutkusunu paylaşmak.
Sıcak yaz günlerinde sevişerek serinlemek.
Uzakları yakına düşürüp bıkkınlıklarına son vermek.
Evet evet.
Kaderini o yazacak.
O çizecek.
Kaderi ona oyun edemeyecek.
Yaşasın.
Selam olsun bu gizli sevgiliye.
Elektrik ve iletişim ile basılmış düğmeye.
Işıklar yandı.
Ses çıktı.
Yol da açıldı.
Paslı çiviler yağlandı.
Şimdi görev başına.
Özlem geliyor özlem.
Özlemimiz.
Özlemlerimiz.
Yani biz!..
Hepimiz!..