Bir büyük devrim önderiydi Fidel Castro. Aralarında yakın dostu Che Guevara ve öteki devrimci yoldaşlarıyla adeta bir mucize gerçekleştirdi, arkasına ABD’nin yardımını da alan Küba Diktatörü Batista’yı devirerek halkını özgürlüğe kavuşturdu. Fidel Castro artık aramızda değil. Ama onun devrimci ruhu daha yaşanası bir dünya için uğraş veren bütün halkların rehberi olarak hep canlı kalacak.
Şimdi sıkça sorulan soru Castro’dan sonra Küba ne olacak? Oysa 21. yüzyılın ilk çeyreğinde “insanlığı nasıl bir gelecek bekliyor” u tartışmalı dünya. Çalkantılar içindeki yenidünya düzeni yoksulluğun daha da arttığı, savaşın, şiddetin, insanlık ayıplarının çoğaldığı, ırkçılığın yükseldiği insan hak ve özgürlüklerin ayak altına alındığı bir gezegeni insanlığa miras bırakmaya hazırlanıyorlar. Fidel Castro’nun da dediği gibi “Bütün bu güçlüklere karşı devrim yaşayacak” Küba’da da insanlığın olduğu her yerde de.
2003 yılında bir arkadaş grubu ile Küba’yı ziyaret etmiştik. Sekiz günlük gezi boyunca bir ulusun yoksul ama onuruyla da yaşayabileceğinin örneklerine tanık olduk. Bilimde özellikle tıp alanında, sanatın hemen her dalında gösterdikleri inanılmaz aşamaya gıpta ettik. Halkının tamamının okuryazar olduğu Küba’da dansın ve müziğin günlük hayatta ne denli önemli yer tuttuğunu yaşayarak öğrendik. Döndüğümde Küba üzerine “Amerika kıtasında ayrıksı bir ülke: Küba” başlıklı uzunca bir yazı kaleme aldım. Şimdi tam 13 yıllık bu yazıdan bazı pasajları sizlerle paylaşmak istiyorum.
“…Eğitim de Küba devriminin önemli başarılarından. Uluslararası Pedagoji Konferansı’nda UNICEF adına söz alan Andres Guerrero’nun ‘Küba özellikle Latin Amerika başta olmak üzere, tüm dünyanın eğitim alanındaki referans ülkesi. Küba bu özelliğini, ülke çapına yayılan eğitim sisteminin mükemmeliyetine borçlu’ şeklindeki sözleri bir gerçeği yansıtıyor. Fidel Castro’nun devrimin ilk günlerinde başlattığı yoğun çabayla okuma yazma oranının yüzde 100’lere ulaştığı ilginç bir ülke Küba”
3 Nisan 2003’te kaleme aldığım yazıyı Nâzım Hikmet’in “Havana Röportajı” başlıklı uzun şiiriyle sonlamışım. Şimdi de o aynı bölümü bir kez daha siz okurlarla paylaşıyorum.
“ ……………………………
…………………………….
ve ben her gün biraz daha gencim Havana’da
her gün biraz daha yitiriyor ağzım dünyanın acılığını
her gün biraz daha yumuşuyor çizgileri avuçlarımın
…………………………………
…………………………………
ve çok uzaklardaki kadının beni ama yalnız beni
düşündüğüne inanıyorum her gün biraz daha
………………………..
………………………..
ve her gün biraz daha keyifli türkü söyleyerek geçiyorum
Havana sokaklarından
Somos sosyalistas palante palante (sosyalizm ileri ileri)”