Siyasi bölünmeleri bir yana bırakın; çocuk sayısından tutun da alışveriş ettiğimiz marketlere kadar bölündük. Yakında Demokrat Partinin (DP) son dönemindeki Vatan Cephesi bölünmüşlüğüne varırsak, şaşırmamalıyız.
Son bölünmemiz de Başbakan Tayyip Erdoğan sayesinde (!) aklımız üzerine oldu. Akıllılar aptallar demek ayıp olacağından, akil adamlar, akil kadınlar, en sonunda da topyekün akil insanlar olarak ayrıştırıldık.
Tayyip Bey televizyonda sistemin nasıl işleyeceğini öyle tatlı tatlı anlatıyordu ki, çocukların evcilik oyunu aklımıza geldi. Önce, bizim medya ikiye, hatta üçe bölündü: Akil adamlıktan yana olanlar, yararsız bulanlar, etliye sütlüye karışmamayı şiar edinip sessiz kalanlar
Bu konuda basındaki görüşlerden seçmeleri yerimiz elverdiğince kısaca aktaralım.
Sözcüden Necati Doğrunun yazısının başlığı (Akil adamlar maskaralık!) bu konuda ne düşündüğünü açıklamaya yetiyor.
Yine Sözcüden Mehmet Türker, yazısının sonunda şu hatırlatmayı yapıyor: En akil adam İmralıda! Türkiyeyi, iktidarı, muhalefeti, akilleri, aptalları, safları parmağının ucunda oynatıyor! Hem de İmralıdan uzaktan kumandayla!
Postadan Candaş Tolga Işıktan birkaç cümle: Kışa veda ettiğimiz şu günlerde griple birlikte bir salgın daha var: Akil Adam salgını! Meğer ne kadar çok akil adam varmış da haberimiz yokmuş! (
) Örneğin: Hem yalaka hem akil olunabiliyor mu?! Kendi meselesini çözememiş bir adam memleket meselesini çözebilir mi? Hükümetimiz muhalif aydınlara da akil adam olabilme fırsatı verecek mi? (Işıkın önerdiği isimleri yandaki kutuda bulabilirsiniz.)
Milliyetten Mehveş Evin Akil Adamlar denilmesine karşı çıkıyor: Kimsenin aklına yahu bu ayrımcılıktır, neden akil insanlar demiyoruz? Neden toplumun yarısını temsil eden cinsiyeti es geçiyoruz? demek gelmiyor? (Sonunda Evinin önerisi gerçekleşti.)
Sabahtan Engin Ardıç: Şimdi de nur topu gibi bir akil adamlar meselesi çıktı karşımıza. (
) Ne yapacakları pek belli değil, çünkü henüz ortalıkta bir görev tanımı yok.
Güneşten Rıza Zelyut: Kuran ayeti gibi iman etmeli akil adam dediğin
iman etmeli hükümetin yaptıklarına.. Haydi akiller, arş ileri, marş ileri! Bakalım sokağa çıkacak yüzünüz var mı?Bize akil adamlar ne işe yarar diye soracak olursanız, gündem değiştirmeye yarar deriz.
KİMLER AKİL ADAM?
Gazetelerde o kadar çok isim yer aldı ki, bunları saymaya bu sayfanın tümü yetmez. Örneğin, Hürriyette Ahmet Hakan 18 isim önerdi. Biz son bir eleme yaparak, tüm önerilenleri harmanlayıp birkaç isim vermekle yetinmek zorundayız.
Fetullah Gülen, Zekeriya Öz, Haham Tuncay Güney, Nihat Doğan, Celal Doğan, Ergun Özbudun, Cengiz Çandar, Hasan Cemal, Mehveş Evin, Nagehan Alçı, Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Hakan Şükür, Şemdin Sakık, Pelin Batu, Yaşar Kemal, Kadir İnanır. Mehmet Altan.
ULUDEREDE SKANDAL NOKTASI
Uludere Roboskîde 34 sivilin savaş uçaklarıyla bombalanarak öldürülüşünün (Her hafta bu köşede gün sayıyoruz) bugün 463. günü. TBMM İnsan Hakları Komisyonunun hazırladığı raporun geçen hafta TBMMde üç muhalefet partisinin karşı çıkmasına rağmen AKP oylarıyla kabulü, sorunu skandal noktasına getirdi. Önce, şu bizim medyada iktidara yakın olan ve de kendini ana akım medya ilan edenlerin tutumunu bu vesileyle bir kez daha anımsatmak gerekiyor. Onlar haberi ya görmezden geldiler ya da Mecliste oy birliğiyle kabul edilmiş havasında, iç sayfalarda kısaca verdiler.
Oysa, Utku Çakırözerin Cumhuriyette belirttiği gibi, rapora itiraz eden komisyon üyesi CHP Ankara Milletvekili Levent Gökün 15 ayda hazırlan(a)bilen rapora getirdiği temel eleştiriye göre, olayın gelişmesi özetle şöyle:
Alt komisyon şu dört sorunun yanıtını arıyor. 1) Heron görüntülerini kim değerlendirdi? 2) Hedef tayinini kim yaptı? 3) İstihbarat paylaşımı nasıl yapıldı? 4) Vur emrini kim verdi?
Komisyonda, operasyonda etkin rol oynayan Genelkurmay Harekat Başkanlığından üst düzey bir subayın dinlenmesi isteniyor; bu istek de AKP oylarıyla reddediliyor.
Ne dersiniz? Sözün bittiği yerde miyiz? Hayır! Söz bitmedi: Uluderede öldürülenlerin anneleri ve eşleri TBMMnin Dikmen Kapısı önünde toplanarak kararı protesto etti. BDP Milletvekili Hasip Kaplan: Bu iş bitmedi, adalet mücadelesi asıl şimdi başlıyor dedi.
Ya iktidar ve çevresi ne diyor?
Onlar şimdilik suçluluk psikolojisinin telaşı içinde.
BİR ŞİİR
Bu haftaki ozanımız, Bayburtun Tahsini köyünde 1845te doğduğu bilinen, ama ölüm kaydını bulamadığımız Celali Baba. Köyde çobanlık yaparak büyüyen ve asıl adı Ahmet olan Celali Baba, yine Bayburtun Sünür köyünde Medrese Hocası Hacıbeyden ders alarak, okuyup yazmayı ve İslami bilimleri öğrenir. Dizelerimiz, Yetim Kalmış İdin Emzik Tavında şiirinden:
Ele kısmet balsa bize pay taştı / Yokluktan derdimiz deriden aştı / Açlıkla uğraşmak hayli savaştı / Çektiğin mihnetten ah ü zar götür / Yetim kalmış idin emzik tavında / Gamla kavrulmuştun gençlik çağında / Bir gül yeşertmedin vuslat çağında / Gönül yaraların beraber götür / De ki kadir Mevlam bize ilişme / Dünyada sızlayan çıbanı deşme / Celali Babadan sorma söyleşme / Bu dertli çobandan selam götür