Adalet dağıttığı zannedilen mahkemelerin zamanı durdu. Vakitlerini durdurdular.
Geçen vakitlerin hatalarından doğan zamanın doğrusu olmaz.
Gazeteci Turhan Günay 31 Ekim 2016’da gözaltına alınmış, 4-5 Kasım 2016’da tutuklanmıştır. Tutuklama kararına itirazı 18 Kasım 2016’da reddedilmiştir. 2 Aralık 2016 tarihinde tahliye talebinde bulunmuş yine reddedilmiştir.
Hakkında iddianamesi yazılıp dava açılmadan önce gazeteci Turhan Günay 26 Aralık 2016 tarihinde Anayasa Mahkemesine Bireysel başvuruda bulunmuştur.
Gazeteci hakkında 5 ay 2 gün sonra 3 Nisan 2017 tarihli iddianameyle İstanbul 27 Ağır Ceza Mahkemesinde 2017/148 Esasa kayıtlı dava açılmıştır. 3 ay 28 gün sonra 26 Temmuz 2017 tarihinde ilk defa Mahkeme önünde iddianameye karşı sorgusunu vermiştir. Mahkeme gazeteci hakkında 28 Temmuz 2017’de “tahliye” kararı vermiştir.
AYM Birinci Bölüm tarafından tam bir yıl sonra 26.12.2017 tarihinde Genel Kurul tarafından karara bağlanmak üzere dosyanın Genel Kurul’a sevkine karar verilmiştir.
Turhan Günay Bireysel Başvurusu (B.No. 2016/50972) 11 Ocak 2018’de karara bağlanmış ve gerekçesi AYM web sayfasında yayımlanmıştır.
AYM, Turhan Günay hakkında bireysel başvurunun yapıldığı tarihten 1 yıl 15 gün sonra karar vermiştir.
Yine AYM, 28.07.2017 tarihinde 27. Ağır Ceza Mahkemesinin “tahliye” kararı vermesinden 4 ay 13 gün sonra karar verebilmiştir.
AYM hak ihlali tespitine göre; tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle Anayasanın 19. Maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ihlal edilmiştir.
Tüm vakitler; gazeteci Turhan Günay için 31 Ekim 2016 tarihinde durmuştur.
Mehmet Altan, 9 Eylül 2016 tarihinde gözaltına alınmıştır. 12 gün gözaltında tutulmuştur. 21 Eylül 2016’da Savcılık tarafından ifadesi alınmış 22 Eylül 2016 tarihinde tutuklanmıştır. 28 Eylül 2016’da tutuklama kararına karşı yapılan itirazı reddedilmiştir.
Başvurucu gazeteci Mehmet Hasan Altan, 8 Kasım 2016 tarihinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.
Başvurucu Mehmet Altan hakkında 7 ay 3 gün sonra 12 Nisan 2017 tarihinde iddianame düzenlenmiştir. İddianameyi 3 Mayıs 2017 günü kabul eden İstanbul 26 Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 2 ay 7 gün sonraya verilen 19 Haziran 2017 tarihli ilk duruşma günü Başvurucunun sorgusu yapılmıştır.
Tahliye talepleri Mahkemesi tarafından sürekli reddedilmiştir. 11 Aralık 2017 tarihinde Savcılık esas hakkındaki görüşünü sunmuştur.
Tutukluluk hali sürmekte olan Başvurucunun bireysel başvurusunu inceleyen AYM Birinci Bölüm 5 Aralık 2017 tarihli toplantısında başvurunun Genel Kurul tarafından karara bağlanmasına karar vermiştir.
Mehmet Hasan Altan Bireysel Başvurusu (B.No. 2016/23672) 11 Ocak 2018 tarihinde karara bağlanmış ve gerekçesi AYM web sayfasında yayımlanmıştır.
AYM, Mehmet Altan hakkında bireysel başvurunun yapıldığı tarihten 1 yıl 2 ay 3 gün sonra karar vermiştir.
AYM hak ihlali tespitine göre; tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle oyçokluğu ile Anayasanın 19. Maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, Anayasanın 26 ve 28 maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
Tüm vakitler gazeteci Mehmet Altan için 8 Kasım 2016 tarihinde durmuştur.
Gazeteci Şahin Alpay hakkında başlatılan soruşturma nedeniyle 26 Temmuz 2016 tarihinde “tutuklamaya yönelik arama emri” çıkarılmıştır. 30 Temmuz 2016’da Savcılık ifadesi alınmış ve aynı gün tutuklanmıştır. 8 Ağustos 2016’da tutuklama kararına karşı yapılan itirazı reddedilmiştir.
Başvurucu gazeteci Şahin Alpay, 8 Eylül 2016 tarihinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.
Başvurucu Şahin Alpay hakkında 9 ay 7 gün sonra 10 Nisan 2017’de iddianame düzenlenmiştir. İddianameyi 24 Nisan 2017’de kabul eden İstanbul 13 Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kovuşturmaya geçilmiş ve yargılama başlamıştır.
Tahliye talepleri Mahkemesi tarafından sürekli reddedilmiştir.
Tutukluluk hali sürmekte olan Başvurucunun sağlık durumuna ilişkin tedbir talebi 26 Ekim 2016 tarihli Anayasa Mahkemesi kararı ile reddedilmiştir.
Şahin Alpay Bireysel Başvurusu (B.No. 2016/16092) 11 Ocak 2018 tarihinde karara bağlanmış ve gerekçesi AYM web sayfasında yayımlanmıştır.
AYM, Şahin Alpay hakkında bireysel başvurunun yapıldığı tarihten 1 yıl 4 ay 3 gün sonra karar vermiştir.
AYM hak ihlali tespitine göre; tutuklamanın hukuki olmaması nedeniyle oyçokluğu ile Anayasanın 19. Maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, Anayasanın 26 ve 28 maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
Tüm vakitler; gazeteci Şahin Alpay için 30 Temmuz 2016 tarihinde durmuştur.
Şahin Alpay’ın tutukluluk halinin hukuka aykırılığı özgürlüğünden yoksun bırakıldığı tarihten 1 yıl 5 ay 11 gün sonra saptanmıştır. Bu tespitin yapıldığı 11 Ocak 2018’de 1 yıl 5 ay 11 gündür “tutukluluk hali” süren gazetecinin özgürlüğüne kavuşması için tahliyesi hakkında verilmiş bir “Mahkeme” kararı yoktur.
Mehmet Hasan Altan’ın tutukluluk halinin hukuka aykırılığı özgürlüğünden yoksun bırakıldığı tarihten 1 yıl 4 ay 2 gün sonra saptanmıştır. Bu tespitin yapıldığı 11 Ocak 2018’de 1 yıl 4 ay 2 gündür süren “tutukluluk hali” sona erdirilerek özgürlüğüne kavuşması için tahliyesi hakkında verilmiş bir “Mahkeme” kararı yoktur.
Her üç gazeteci için zaman ikinci defa durmuştur.
Anayasa Mahkemesi her üç gazetecinin “tutukluluk hallerinin” hukuka aykırılığını ancak ve ancak bir yıl sonra tespit edilebilmiştir. Başından beri yanlış olan özgürlüklerin kısıtlanması kararları için gazeteciler tutuksuz yargılansaydı denilerek “keşke” kelimesinin yetersizliğine ve pişmanlığına sığınılmış herhangi bir “yargısal” doğru yoktur, olmaz da!
Bu kadar vakitten sonra, oy çokluğuyla verilmiş, yorgun argın ve halsiz düşmüş olduğu her halinden anlaşılan, hali pür melali evvelden beri bilinen Anayasa Mahkemesinin gazetecilerle ilgili kararlarına; olsun varsın bir dirhem adalettir diye sevinmeyi dahi reva görmeyen mahkemelerin içler acısı durumunu ve “yok hükmünde olduklarını” anlamamız için bir lâhza yetti de arttı bile…
Durmuş saat bile günde iki kez doğruyu gösterir sözüne inat, yargının saati bile yok.
Göz açıp kapayıncaya kadar, yargının tüm vakitleri durdu.