Gerçeklerle yüzleşmek, yurttaş olmanın ilk adımıdır.
Anlamalı ve sakin olmalıyız. Hakikatlerle yüzleşmek, hakikati anlamaktır.
24 Haziran 2018 seçimlerinden ortaya çıkan gerçekleri görmeliyiz, yüzleşmeliyiz. Memleketimin aydınları, gazetecileri ölümle tehdit ediliyor; anlamalıyız, memleketin yüreğine korku salınıyor. Akıllar ve vicdanlar tutsak edilirse, gerçekler saklanır.  

2 Temmuz 1993, Türkiye’nin en kanlı katliamlarından birinin yaşandığı tarihtir. 25 yıl önce bir Cuma günü Sivas'ta 33 aydın Madımak Oteli'nde Türkiye'nin gözleri önünde diri diri yakıldı. Her şey gözümüzün önünde oldu, hepimiz tanığız, olanlar katliamdı.
Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir; “Bütün canları, duyarlı, vicdanlı insanları 2 Temmuz Pazartesi günü Sivas’a Madımak’ın önüne bekliyoruz. Unutursak yüreklerimiz kurusun”. Kurusun, kurumuş yürekle yaşamak kaderimiz değildir.

Unutmamak; geçmişimizle, kanlı tarihimizle cesaretle yüzleşmekten geçiyor  …
Vatandaş olmak, olabilmek. Yurttaş olarak sorumluluklarımızın bilince olmak, olabilmek…
ABD’yi sarsan 195 inci katliam. Unutulur mu? Zaman geçince belki ve yeni katliama kadar!

ABD’nin Maryland eyaletine bağlı Annapolis kentinde The Capital Gazette’yi basan saldırgan beş kişiyi öldürdü. Toplum muhabiri, editör Wendi Winters (65), yorum sayfası editörü Gerald Fischman (61), köşe yazarı Robert Hiaasen (59), muhabir editör John McNamara (56) ve ofis çalışanı Rebecca Smith (34) hayatını kaybetti. 28 Haziran 2018 Perşembe saldırısından sonra gazetenin muhabirlerinden Chase Cook; Twitter mesajında "Lanet olası gazeteyi yarın çıkarıyoruz" dedi. Cuma günü The Capital Gazette yayınlandı.

“Görüş” sayfası boş olarak çıktı. “ Bugün kelimler kifayetsiz kalıyor. Bu sayfa saldırıda hayatını kaybeden kurbanları anmak için boş bırakılmıştır. Gerald Fishman, Rob Hiaasen, John Macnamara, Rebecca Smith, Wendi Winters. Yarın bu sayfa istikrarlı amacına geri dönecek ve okuyucularına daha iyi vatandaş olmak üzere etrafındaki dünya hakkında bilgili bir fikir sunmaya devam edecek” denildi.

Daha iyi vatandaş olmak…Peki daha iyi devlet yönetmek, daha iyi siyasetçi olabilmek?  
Katliamın saldırganı 38 yaşındaki J.Warren Ramos. 2011 yılında bir kadına taciz suçlamasından yargılanmış, suçunu kabul etmiş. 90 günlük hapis cezasını askıya alan Mahkeme, 18 aylık gözetim programına sokulmasına karar vermiş. The Capital Gazette bu davayı haber olarak yayınlamış. Ramos 2012'de isminin karalandığı gerekçesiyle gazeteye karşı dava açmış. Dava düşmüş, gazete kazanmış. Ramos’un bu yüzden gazeteyi hedef seçerek saldırdığı ileri sürülüyor.

Aradan altı yıl geçtikten sonra neden acaba? Kimden etkilenmiş?

Kin ve nefreti sürekli körükleyen Başkan Trump’a göre; gazeteciler halkın düşmanı
“Gazetecilerin öldürülmesini istiyorum” diyen aşırı sağcı Milo Yiannopoulos; bir haber için görüş almak isteyen New York Observer'a gönderdiği mesajında, "çetelerin bir an önce gazetecilerin silahla öldürmesini" umduğunu söylemiş.

Gazeteci Faizal Khamisa tweetinde, "İki gün önce Başkan medyayı düşman olarak niteledi. İki gün önce Milo Yiannopoulos insanlara gazetecileri ateş açarak öldürmeleri gerektiğini söyledi. Bugün bir kişi Capital Gazette'ye ateş açarak gazetecilerin ve başkalarının ölmesine yol açtı. Siz bu insanları nasıl destekleyebiliyorsunuz?" dedi.
Gazeteci Bill Palmer ise "Annapolis saldırganı Jarrod Warren Ramos olarak doğrulandı. Altı yıl önce Capital Gazette'ye karşı dava açıp kaybetmişti. Ancak Trump şiddeti tetikleyene ve gazetecileri günah keçisi olarak ilan edene kadar ortalığı ateşe vermeyi akıl etmemişi. Bu tamamen düşündüğümüz kadar çirkin" diye tweet attı (BBC Türkçe 29.06.2018). 
ABD’de Ulusal Silah Birliği (NRA) lobisi, siyasetçilerin seçim kampanyalarına bağış yapıyor. Dünyadaki silahların %42’sine sahip Amerikalıların her 100 kişisine 88 adet silah düşüyor. Neredeyse silahsız kimse kalmamış…

Türkiye için “küçük Amerika” derler…Silahlanması, siyaseti, politikası benziyor mu?    
Seçim sonuçlarının alındığı 24 Haziran 2018 gecesi memleketin her yerinde silahlar, sabaha kadar susmadı. Rastgele ateş açmak, seçim sonuçlarını kutlamak mıdır?  
Silah yaşamı öldürür. Silahlarla sevinmek, ateş açarak kutlamak ölüme davetiyedir. Bir silah, bir mermi durduğu yerde durmaz ve en az bin defa ölüm demektir. Öldürerek yaşam kuramazsınız, silah yaşamı kurutur. Asıl olan barıştır, her yerde ve her zaman…

Kişilerin hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından tehlikeli olacak biçimde kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silahla ateş eden veya patlayıcı madde kullanan her kim olursa olsun genel güvenliği kasten tehlikeye sokma suçu işlemiş demektir. Cezası üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır (TCK Madde 170).
Müdahale edilmedi, silahlar susmadı! Sosyal medya paylaşımları sonrasında gözaltına alınanlar oldu. Soruşturmalar başlatıldı. Takipsizlik verilebilir mi?
Ceza davası açılırsa ne olur? Hiçbir şey!

Seçimi kazanmayı kutlamanın adı silah atmak, etrafı ve gökyüzünü taramak olunca, insanlarda korku, telaş, tedirginlik yaratanların iklimine ve karanlık geleceklere sürükleniyoruz demektir.
Devam edecekler. Silahlanmayı teşvik edecekler. Onlardan olmalısınız! Silah çekmelisiniz!  Böyle istiyorlar, böyle yaşayın diyorlar, böyle yaşıyorlar…
Etrafa ateş kusmalısınız ki, kendinizin hiçliğini anlamayın ve kendinizi kandırın diyorlar!  Kutlamanızla herkesi korkutmalısınız. Silahsızsanız, korkmalısınız! Elde silahla sevinç naraları atarak sırıtmalısınız, utanmadan. Silahlarla, pompalı tüfeklerle poz vermek olmalı davranış biçiminiz, arsızca. Çok önemli bir halt ediyormuşçasına insanlıktan çıkmalısınız, utanmazca. Herkesin kinle beslenmesini sağlamalısınız ki; seçimi kazanmanın kutlaması da böylece adabınıza yakışır olmalı, edepsizce.

Kin duygularını silahla ve ölümle besleyecekler…Bir değil birkaç silah edinmeyi erkeklik sayacaklar. Korkularıyla, korkutmayı marifet bilecekler!
Asla aldanmamak gerekir. Karşı çıkılmalıdır mutlaka.   
Silahın şakası yoktur, hiç olmadı. Çocukları silahı oyuncak zannedip kendilerini veya arkadaşlarını oyun diye vurunca tabutların küçüklüğüne bakıp kendi suçlarından dolayı dar gelen dünyada yaşarken ayakta öleceklerden olmasın hiç kimse…

The Capital Gazette’de yazdığı gibi “Okuyucularına daha iyi vatandaş olmak üzere etrafındaki dünya hakkında bilgili bir fikir sunmaya devam edecek” olan gazeteler ve gazeteciler yurttaşlar için vardır. Daha iyi vatandaş, memlekete sahip çıkar.

Vatandaş olalım sadece! Yurttaş olalım! Gerçekle yüzleşmek, gerçekleri anlamaktan geçiyor.
Yağmurla gelecek bereketi beklemek yerine gökyüzünden mermilerle ölüm  yağdırılan bir memleketin geleceği; karanlık değil, zifiri karanlıktır.