Ceza Muhakemesi Kanunun 47 inci maddesinde yer alan düzenlemeye göre; “(1) Bir suç olgusuna ilişkin bilgiler, Devlet sırrı olarak mahkemeye karşı gizli tutulamaz.”
Bu madde yazılı olan devlet sırrı nedir ve neler devlet sırrı sayılı?
CMK’nun 47 inci maddesinin (1) fıkrasının ikinci cümlesine göre; “Açıklanması, Devletin dış ilişkilerine, milli savunmasına ve milli güvenliğine zarar verebilecek; anayasal düzeni ve dış ilişkilerinde tehlike yaratabilecek nitelikteki bilgiler, Devlet sırrı sayılır”
Türkiye’de devlet sırrı hakkında “özel” kanun var mıdır?
Ceza Muhakemesi Kanunun 47 inci maddesinde “devlet sırrı” tanımı vardır ama devlet sırrı hakkında kanun yoktur. Ama şimdi Kanun geliyor.
2008’de hazırlanmış ama kanunlaşmamış olan Tasarı 21.10.2011’de yenilenmek suretiyle TBMM gündemine getirildi. “Devlet Sırrı Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ile Adalet Komisyonu Raporları (1/484)” verilmiştir ve Tasarının Sıra Sayısı 287’dir. Dolayısıyla 2008 yılına ait Devlet Sırrı Kanunun Tasarısı, 2 Nisan 2013 tarihinden itibaren TBMM’nin 24. Dönem 2. Yasama yılında yeniden gündemdedir.
Tasarının Hükümet Teklifi’ndeki “Devlet Sırrı” tanımına göre; “(1) Devlet sırrı; açıklanması veya öğrenilmesi, Devletin dış ilişkilerine, milli savunmasına ve milli güvenliğine zarar verebilecek; anayasal düzeni ve dış ilişkilerinde tehlike yaratabilecek ve bu nedenlerle niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgi ve belgelerdir. (2) Birinci fıkra hükmü, demokratik toplum düzeni ve hukuk devleti ilkesinin gereklerine aykırı biçimde yorumlanamaz ve uygulanamaz.” (Tasarı Madde 3)
Adalet Komisyonunun kabul ettiği metindeki “Devlet sırrı” ise ; “(1) Devlet sırrı, yetkisiz kişilere açıklanması Devletin uluslararası ilişkilerine veya milli güvenliğe zarar verebilecek mahiyetteki gizli bilgi, belge ve kayıtlardır. (2) Birinci fıkra hükmü, hukuk devleti ilkesine ve demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı biçimde yorumlanamaz ve uygulanamaz.”
Komisyonlarda yapılan tartışmaların satırbaşları AB Uyum Komisyonu raporunda yer alıyor. Kısaca belli başlılarına göz atmakta yarar var.
-Devlet sırrı niteliği taşıyan bilgi ve belgelerin ve diğer gizli bilgi ve belgelerin “gizlilik” konusundaki sürelerin ne olacağı tartışılmış ve Tasarı ile getirilen sürelerin uzun olduğu ama mevcut durumda süre konusunda hiçbir sınırlamanın bulunmadığı, buna karşılık Tasarı ile bu keyfi duruma en azından bir düzenleme getirildiği…
-Devlet sırrı tanımının muğlâk olduğu görüşüne karşılık tanımın muğlâklık içerdiğini ancak bu muğlâklığın oluşturulacak olan Devlet Sırrı Kurulunun fikirleri esas alınarak aşılabileceğinin düşünüldüğü…
-Devlet Sırrı Kurulunun iktidarın bazı sırlarını örtmede bir araç olarak kullanılabileceği eleştirileri üzerine, Kurulun oluşturulma amacının devlet sırrı tanımındaki muğlâklığın aşılması olduğunu, böyle bir kurulun oluşturulmaması halinde kamu kurumlarının tanımları keyfi bir şekilde yorumlayabileceğini ve ayrıca Kurulun kararlarına karşı yargı yolunun açık olduğu…
-Kurulun kararlarında sadece yürütme organının unsurlarının yetkili olduğu ve bu durumun yürütmeyi orantısız bir şekilde güçlendirdiği eleştirisi yapılmış. Erkler ayrılığı açısından bilgi ve belgelerin nitelendirilmesinde yetkinin yürütmede olmasının doğal olduğu, mevcut uygulamanın farklı olmadığını, Kurulun kararlarına karşı yargı yolunun açık olması itibarıyla da yargı denetimine tabi olduğu…
-Mahkemelerin bazı bilgi ve belgelere erişiminin engellendiği ve bu durumun yargı yetkisine müdahale teşkil edeceği görüşü ileri sürülmüş. Tasarı hazırlanırken bilgi edinme hakkı ile devletin menfaatlerinin korunması arasında sürekli bir denge gözetilmeye çalışıldığı, ulusal güvenlik ve ulusal yarar gibi devlet menfaatlerinin korunması açısından mahkemelerin bazı bilgi ve belgelere erişiminin sadece Devlet sırrı niteliği taşıyan bazı bilgi ve belgeler için kısıtlandığını, mevcut uygulamada da zaten birçok bilgi ve belgenin mahkemelere gönderilmediği…
-Tasarının bazı hükümleri ile Ceza Muhakemesi Kanununun bazı hükümleri arasında çelişkiler bulunduğu eleştirisine karşılık Tasarıda CMK’ da ilgili hükümlerinin saklı tutulduğu…
-Devlet sırrı kavramına ilişkin olarak Cumhurbaşkanına ölçüsüz bir yetki tanındığı eleştirisine karşılık, Cumhurbaşkanına tanınan yetkinin sadece Cumhurbaşkanlığı faaliyeti esnasındaki ve Cumhurbaşkanlığı faaliyetine ilişkin bilgi ve belgeler için geçerli olduğu…
Acaba CMK’daki “devlet sırrı” tanımı varken Tasarının kanunlaşması halinde, saklı tutulduğu ileri sürülen CMK’da hükümler ile devlet sırrı tanımı ve diğer düzenlemeler arasında nasıl bir uyum sağlanacak veya nasıl bir uyumsuzluk ortaya çıkacak? Mahkemelerde “bir suç olgusuna ilişkin bilgiler” devlet sırrı olarak gizli tutulamayacağına dair CMK’daki düzenleme ile Devlet Sırrı Kanundaki düzenlemeler çatışırsa ne olacak?
Prof. Dr. Çetin Özek’e göre “Sır, bilmek hakkı olan kişiler dışında kalanların bilgiye ulaşamaması anlamına gelir.” (Daha geniş bilgi için bakınız Basın Özgürlüğünden Bilgilenme Hakkına adlı kitabı sayfa 61-71 arası. Alfa Yayınları. Eylül 1999)
Sayın Özek’in değerlendirmelerine göre, demokratik düzenlerde siyasal gücün bireylerden saklayacakları bir şey yoktur ve olmamalıdır.
Bilgilenme hakkının sağlanması yoluyla “bilgilenmiş birey” ve sonrada “bilgilenmiş toplum” ortaya çıkar. Süreç “saydam yönetimi” yaratır. Bu nedenle bilgi edinme hakkını sağlayan kitle iletişim araçlarının bağımsızlığı, korunması ve doğru bilgilerin, saptırılmamış gerçeklerin yaygın biçimde “haber” olarak, bilgi olarak toplumda dolaşımı; çoğulcu demokratik yaşamın en önemli etkenlerinden birisi olarak karşımıza çıkar.
Görüş edinme hakkına sahip bireylerden oluşan bir toplumun sahip olacağı toplumsal bilgilenme hakkı demokratik toplum düzeninin olmazsa olmaz koşulu olan ifade özgürlüğünün, gerçekleri öğrenme hakkının benimsenmesi ve uygulanmasıyla mümkündür.
Eleştirmek yerine “devlet sırrı” nedir sorusuna yanıt aramak ve tasarıyı kamuoyunda tartışmaya açmakta yarar yok mudur? Tasarı buysa eğer; üzerinde görüş oluştursak nasıl olur?
Acaba yapılacak olan kanunla demokratik hukuk devletinde devlet sırrının ne olduğuna kim veya kimler karar verecek ve bundan sonra hayatımızda neler “sır” olacak?