Taksim Gezi Parkı’nda gençlerin genel takdir toplayan eyleminden sonra, çıkan çeşitli olayların halka kamuoyuna yansıtılması bağlamında yerel basının İstanbul merkezli yaygın basından, meslek ilkeleri bakımından çok daha iyi not aldığını söyleyebiliriz. Köşe yazarlarının değerlendirmelerine geçmeden önce, habercilik konusunda özelikle Bursa’nın Olay TV’nin dikkatimizi çektiği belirtmeliyiz. Akşamları 20.00’deki ana haber bülteninde, Türkiye çapındaki olayları kapsamlı ve tarafsız biçimde sunduğunu söyleyebiliriz. İstanbul TV’lerinin birkaç günlük haberleri, yeniymiş gibi sunması illallah dedirtirken, Olay TV güncel şekilde haberleri derli toplu veriyordu. Kimi haber televizyonlarının ana haber bültenlerinin, AKP’nin, özellikle de Recep Tayyip Erdoğan’ın ana propaganda kanalına dönüştüğü kanısı yayılıyordu. Bu kısa girişten sonra, köşe yazarlarının değerlendirmelerine geçelim ve Olay gazetesinden başlayalım.
YENİ BİR EYLEM KÜLTÜRÜ
Bursa’nın önde gelen gazetesi Olay’ın kıdemli yazarı Ahmet Emin Yılmaz, 9 Haziran’daki yazısına: “Türkiye günlerdir ayakta” diye başlıyor ve devam ediyor: “Toplum hiç alışık olmadığı yeni bir eylem kültürü ile tanıştı ve bunu çok sevdi. Eylemler toplumsal meşgale haline dönüştü ve insanlar gündüz işe gece gösteriye çıkıyorlar. Peki… Taksim’den yansıyan fotoğraf nasıl algılanmalı? Toplum nasıl oldu da kendiliğinden harekete geçti, gösteriler nasıl oldu da Taksim’den taşıp her yana yayıldı?” Yazar, bu soruyu Siyaset Sosyologu Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Yaşar Sarıbay’a yöneltiyor. Prof. Sarıbay’ın tespitlerinden iki cümle aktaralım: “Demokrasi içindeymiş gibi görünen, ama demokrasiye aykırı hareketler var. Buradaki hareketlerde tespit edilecek en önemli husus, eleştiriden daha çok düşmanlık duygusu.”
HOŞGÖRÜ İHTİYACI
Bursa Hakimiyet gazetesinden Aysın Komitgan, en çok hoşgörüye ihtiyacımız olduğu hususu üzerinde duruyor ve şöyle diyor: “Hiç kimse karşısındakinin görüşüne saygı göstermiyor! Hatta karşısındakini dinlemiyor bile! Kendi fikrinin doğruluğunu kabul ettirmek için her türlü çirkinliğe imza attığının farkına bile varamıyor çoğu kez! Halbuki, yaşananlar hepimiz için, hepimizin geleceği adına değil mi? Demokrasi, özgürlük, sansürsüz, baskısız hayatı kim istemez ki?
YANDAŞLIĞIN BU KADARI
Balıkesir’de 46. yılını sürdüren Yeni Haber gazetesinde Erden Balıbek, “Medya Sınıfta Kaldı” başlıklı yazısında, Türkiye’nin bir haftadır ayakta olduğunu, dış basının olaylara geniş yer verdiğini belirttikten sonra şöyle diyor: ”Ama bizim televizyonların çoğunda bu olaylar yok! Yazılı basın için de geçerli bu durum. (…) Yandaşlığın bu kadarına da pes doğrusu! Birilerine yaranacağım diye gerçeklere bu kadar göz kapatılır mı? (…) “Şimdiden söyleyeyim ; yarın dengeler değişir, güç başka tarafa geçerse, ilk dönenler yine onlar olur.”
ONURLU DEMOKRASİ MÜCADELESİ
Edirne Hudut gazetesinde Nurhan Işıkseren: “Halkın Onurlu Demokrasi Mücadelesi” başlıklı yazısında (5 Haziran) şu görüşlere yer veriyor: “Her şeyden önce gençlerden özür dilemeliyiz. Çok kayıtsız kaldık onların hayata bakışına, ürettikleri değerlere. Onları anlamak için gereken çabayı göstermedik. ‘1980 sonrası gençlikten bir şey olmaz’ dedik durduk.Apolitize, sosyal konulara duyarsız olmakla suçladık onları. Teknolojinin esir aldığı şaşkın birey muamelesini layık gördük onlara. (…) “Gelişmeler ne gösterir kolay değil. Ancak şunu söyleyebiliriz: Bu halk demokrasinin değerini iyi biliyor ve gerektiğinde canı pahasına demokrasi mücadelesi vermekten geri durmayacağını kanıtlamıştır. Kutlu olsun!” Aydın’da Mücadele gazetesinin sahibi ve Genel Yönetmeni Mustafa Çezik, “Taksim ve Büyük Usta” başlıklı yazısında, olayları naklederken: “Bir avuç provakatör büyük bir cesaretle molotof kokteylleri ile meydana saldırdılar. Tomalar su sıkarken çok dikkatli davrandılar. Onların üzerine değil, önlerine sıktılar sularını. Tutuşan molotof atıcısını söndürdüler. Çok insancıl davrandılar bir avuç pravakatöre. (…) “ Ellerinde tencere tava yürüyen, demokratik direnme hakkını kullanan yurttaşlarımız: ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diye slogan atarlarken, bazı gruplar da ‘Tayyip’in askerleriyiz’ diyorlar. Taksim AKM’ye asılan Atatürk posteri ve şanlı bayrağımız da bu sabah indirildi. Emri kim verdi acaba?”
ZEKA VE EYLEM
Önder Balıkçı, Bandırma merkezinde Türkiye çapında gazetecilik yapıyor ve ödüller kazanıyor. Taksim olayları üzerine yazdığı yazısı Haziran’ın son haftasında beş gazetede (Balıkesir Yeni Haber, TGC yayını Bizim Gazete, Banses, Yeni Erdek, Erdek Doğuş) ve Bandırma haber internet sitesinde yayımlandı. Balıkçı’nın yazısından birkaç cümle: “Gezi Parkı eylemcileri zeka ve yaratıcılığın önemini de ortaya koydu. Böylesine olağanüstü dönemlerde mizahın en etkili güçlerin başında geldiğini de unutmamalı. İşte gençler de bu gücü en etkili biçimde kullandı ve kullanmayı sürdürüyor.”