Sabır… Sabır… Ama sabrın da bir sınırı var değil mi? Benim sabır taşım çatır çatır çatladı. Yerlere döküldü. Darmadağın oldu.

Yaşımın geçkin olması nedeniyle birçok şeyi hatırlıyorum.

1980 öncesinde Ülkemizde 'komünistim' demek, bırakın komünistliği sol edebiyatı yapmak bile suçtu.

Ama Ülkemizin her bir yanında Komünist partileri açıldı ve hatta seçimlere girdi. Suç sayılmaktan çıktı ve meşrulaştı.

Sonra bu ülkede,  PKK denilen cellâttın ortaya çıkması ile

Özellikle Doğu’da kıyımlar başladı. Anne karnındaki ceninler, doğan bebeler öldürüldü. Masum insanlara kıyıldı. Basın yayın organları Apo (Abdullah Öcalan’ın) ismini zikretmekten kaçındı ve Apo’dan bahsederken 'Bebek katili' şeklinde haberlerini verdiler.

Sonra. Apo (Abdullah Öcalan’a) saygı gösterilmesi yasaklandı. ‘Sayın' demek gibi. ‘

Sonra.

Sonrası malum, Apo’ ya saygı gösterme sözü olan 'Sayın Apo' için meşrulaştırıldı. Yasaktan kalktı.

Eee sonra ne oldu?

Apo’nun (Abdullah Öcalan’ın) misafir edildiği İmralı adası yasaklarla bezenirken, Ülkenin en iyi doktorları, en iyi gıda mühendisleri ve buna benzer EN‘ler İmralı da görevlendirildi.

Maksat Avrupa ülkelerine rezil olmayalım…

Ama Apo (Abdllah Öcalan) Orada rahat durmadı… Avukatları, Milletvekilleri aracılığı ile dünyaya sesini, politikasını ve hatta ölüm listesini yayınlamaya devam etti. (Ülkenin her bir yanından şehit haberleri gelmeye başladı )

Ne oldu ise bu aralar sesi kesildi…

Ne Avukatları, ne de temsil ettiği vekillerinden bir ses çıkmayınca

Birileri Apo’nun avukatlığına soyundu.

Neymiş efendim 'Abdullah Öcalan İmralı da mı değil mi? Sanki öldürdünüz de sesi çıkmıyor', gibi Anlam taşıyan ifadeler ile iktidarı sıkıştırmaya çalıştı.

Hadi bunu diyen İktidar değil. Ne konuştuğunu bilmiyor ya da siyaseten yapıyor.

Peki ya

Ülkenin kaderini belirleyen, iktidarın en önemli ismi

'Öcalan için ev hapsi düşünülebilinir' diyerek şartlarını ortaya koyarsa

Bundan çok yorum ve sonuç çıkabilir.

Kaldı ki ilgili kişinin bu açıklamalarının ardından sosyal medyada ki yorumlara baktım. Hepside genelde birbirine benzer yorumlar

Yani

'Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaştı. Bari Cumhurbaşkanlığına aday gösterelim', ‘şehitlerimizin kemikleri sızlayacak', 'Bari evinizde alın besleyin' gibi.

Bu tür yorumlara neden olanları ve vatandaşın sabır taşını çatlatanları kınıyorum.

Bu ülke bizim. Bu ülke ne salya sümük ile ne de el divan pençe durularak korunmuştur. Bu ülke şehit kanları ile bezenerek, ellerinde topu tüfeği olmadan, süngüsü ile elinde kazması ile baltası ile ve en önemlisi namusu ile korunmuş ve düşmanlardan temizlenerek, minarelerden ezanlarımızın susmaması sağlanmıştır.